ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 05-09-2023 20:43   Güncelleme : 05-09-2023 20:47

Giden Dönmüyor Dönmüyor İşte / Meral Özaltuğ Eryılmaz

Yazan: Meral Özaltuğ Eryılmaz -GİDEN DÖNMÜYOR DÖNMÜYOR İŞTE

Giden Dönmüyor Dönmüyor İşte / Meral Özaltuğ Eryılmaz

GİDEN DÖNMÜYOR DÖNMÜYOR İŞTE

Orta yaşı aşmış adam “oflayarak” kendisini yavaşça parktaki bir banka bıraktı. İki eliyle yaslandığı bastonunu çenesine yaklaştırarak etrafı seyretmeye başladı. Sonra bakışlarını yere dikip çok çok eskilere daldı gitti…

“Cananım” “ömrüm” diye hitap ettiği eşiyle bir eylül ayında tanışmışlar çok geçmeden de birbirlerini severek evlenmişlerdi. O zaman “hüznü” değil, “ilkbaharı” yaşamışlardı. Demek ki “eylülün” suçu yoktu. Her mevsim onlara “ilkbahar” gibi olmuştu…
Ta ki, bir kaç sene evvel Cananını kaybedene kadar… Artık eylülde yaşadığı mutluluğu ilkbaharda bile bulamamaya başlamıştı. Çünkü onun ilkbaharı, eşiydi…

Birden bir sesle irkildi: 
-Amca iyi misiniz? Dikkatimi çekti, bir saattir hiç kımıldamadan oturuyorsunuz. Yardıma ihtiyacınız var mı?
Başını kaldırdı, çevreye şöyle bir göz attı. Hava kararmaya başlamıştı. “Yok evladım, çok teşekkür ederim.” dedi.
-İsterseniz sizi almaları için bir yakınınızı arayabilirim.

Çocukları olmamış, eşinin vefatından sonra da yapayalnız kalmıştı. Adam bir an çok kötü hissetti. Kekeleyerek; “Evim yakın evladım, ben giderim.” dedi.

Yavaşça yerinden kalktı, tek eline bastonunu alarak arkasını dönüp giderken, kendi duyacağı bir sesle; “Giden dönmüyor, dönmüyor işte.” diyerek evine doğru yavaş yavaş yürüdü… Gözlerinden akan yaşlar yanaklarını ıslatmıştı bile…

Editör: Hamit Gözümoğlu 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi