DÜZMECE HAYAT
Sen vazgeçmesini bilmez misin hayat?
Yorulmaz mısın hiç?
Al aşağı etmekten.
Fırtınan, boranın hiç bitmez mi?
Önüne katıp savurduğun her boranda,
Bir şeyler eksiliyor içimden.
İncinen yerlerimi sarıp onardıkça,
Yenilerini açmaktan,
Söyle usanmaz mısın?
Geveleyip geveleyip acılarını,
Üzerime salmaktan,
Yorulmaz mısın?
Vazgeçmesini bilmez misin hayat?
Sataşma artık bırak yakamı.
Herşeyden vazgeçtiğim anlarda bile,
İnancımın semalarından bir güneş doğuyor,
Yağmuruna, fırtınana inat,
Boy veriyor umudum usul usul
Isıtıyor titreyen yüreğimi...
Yaşamın, inancın,
Belkemiğine tutunuyorum!
Yine yeniden.
Ve diyorum ki;
Bu da geçecek!....
Neler geçmedi ki...
Kalbim kızgın sancılar çekerken bile,
Dilim ve yüreğim nöbetteydi dualara.
Ben alışığım fırtına, borana.
Bedelini ödediğim,
Düzmece anlar bütünüsün be hayat!
Peki söyle şimdi!
Ben seninle baş etmeyi öğrendim,
Bedeller ödeyerek...
Sen benle nasıl baş edeceksin?
İmanımla sarmaladığım bu deli yureği,
Görmezden geldiğin yaşama sevincimi,
Söyle ne yapacaksın?
Teslimiyet sancağını, dikmişim bir kere bu kalbe!
Kolumu, dalımı kırdığınla kalacaksın.
Yüreğimdeki umudu,
İnancı alamayacaksın...
Düzmece anlar bütünüsün be hayat!
Bak ben seni içime çekerken nefes nefes
Sen bana baktığınla kalacaksın!
Boy veriyor umudum usul usul,
Isıtıyor titreyen yüreğimi...
Yaşamın, inancın belkemiğine tutunuyorum!
Yine, yeniden.
Ve diyorum ki;
Bu da geçecek!
Neler neler geçmedi ki...