DÜĞÜMLENİR DİLİM
Eskimiş bir yorgan hisleri
Yırtık pırtık parçalı
Düşleri çalınmış kayıp
Dünleri pembesini yitirmiş
Bakışlarında arzu
Sanki bin yıla yayık
Bakar durur bulantı başlarında
Bakar durur yazgısına derinden
Sanki bin yaşlarında
Dizleri sıyrılmış paramparça
Koşar bir o yana bir bu yana
Torbada yok bir lokma bir hırka
Konuşamam
Düğümlenir dilim
Bulur mu bir tutam tadacak
Giyecek bir eski giysi
Bozguna vurur hep günlerini
Yaşamının ne tersi ne yüzü belli
Çalkalanır aklının ortası
Anımsar hiç yaşamamış gibi
O zindana atılmış dünlerini
Çıkar yılların gerisine
Yazgı serer gönlündeki perisine
Yağmur başlar gözlerinde
Güç biter dizlerinde
Şarkılar kaybolur izlerinde
O en son senfoni parçalanır
Konuşamam
Düğümlenir dilim
Gönlünün sarayı yıkık
Yaşamının pervanesi kırık
Kör talih bırakmaz peşini
Güler ardından alaylı bakıp
Güler yılışık yılışık
O boynu bükülü yılgın çapraşık
Konuşamam
Düğümlenir dilim…