ŞİİR
Giriş Tarihi : 11-03-2025 15:53   Güncelleme : 11-03-2025 18:19

Dilsizdi Acılarım / Feride Özbilge

Feride Özbilge -DİLSİZDİ ACILARIM

Dilsizdi Acılarım / Feride Özbilge

DİLSİZDİ ACILARIM

Çilem,
Suskun, sanrılı anılar göçüyle başladı, güller diyarında...

Bildiğim bilmediğim bütün hayatım,
Göğsümün kafesinde,
Bin yıldır mahkum.
Öyküsü hep yarım kalmış.

Ben hiç kölesi olmadım alnımdaki yazımın.
Gayrimeşru sözcüklerle,
Yalan umutlar vadedilmiş olsa da
Vazgeçmedim, yarınlara ulaşma isteğimden.

Aklımın seyir defterine yazılmış,
Zıvanadan çıkmış hüzünlerimle koyuyordum başımı yastığa.
Kanıyordu çocuk uykularımda
Anne öykülü düşlerim.

Dilsizdi acılarım,
Ruhu yoksul, kimliksiz, yurtsuz insanlar şehriydi sanki
Ve bizi görmüyorlardı.
Düşleri, küçücük sokak aralarına sığdığı kadardı.
Gülümsemekten, iyilikten, merhametten uzak.

Hatırlarım hep,
Gecenin üşengeç sessizliğini.
Bir “ahh!” la bozardı balkonda sabahlayan babamın sessiz hıçkırıkları,
Kentlerin kaldırımlarına saklanırdı acılarımız.
Uzun kederlerle, keşkelerle dalardık yoksunluğun terli uykularına.
Yüreklerimize büyük gelen düşlerle uyanırdık,
Kokusuna ıhlamur çiçekleri sinmiş, o şehrin sabahlarına.

Bense,
Sensizliğin tecritinde,
Yasaklı özlemlerimle,
Bir sevda kavgasıyla başım dertteydi hep.
Ağrıyan yüreğimin kaybedişleri öyle çoktu ki
Hiçbir lisana diz çökmemiş harflerle,
Sevda sandığım yalana fermanlar yazıyordum, inadına.

Hep yarım kalıyordu dilime dolanan bir uzun hava.
O, mayıs güzeli türkülere giden hüzünlerin arasına saklıyordum hiçliğimi.

İtibarı düşük hayâller kuruyordum sabahın seherinde.
Dilsiz hasretler çöküyordu,
Öyküsü yarım kimliksizliğime.
Bir ömrün yarasına kabuklar dikiyor,
Yırtıldığı yerden yamalıyordum, yeniden yeniden.

Sonra, o kral sandığım soytarılar,
Hastalıklı adaletlerini asarak göğün yüzüne,
İnsafsızlığın kitabına katmerli acılar yazdılar.
Fikir üretmek suçtu.
Fikri gerçekleştirmekse ihanet.
Ve boğdular bütün hayatımızı.
Hiç utanmadı, ar etmediler.

Ve o sahipsiz mezarlara,
Babamla birlikte;
Ninniye sarılı umutlarımızı da koydular,
Yitip gitti tutanaklar dolusu kederlerle kaç ömür.

Yüreğimdeki yangınlar,
Heybemden sarkan acılar gibiydi
Sızım sızım sızlayan.
Bavullar dolusu ölü suretlerin diliydi hüzünlerim.
Yaşadıklarıma hep belkiler, keşkeler eklemem ondandır.

Şimdi, dönüp dönüp
Geride bıraktığım, eskimiş çocukluğumu giyiyorum üzerime.
Ve ömrümün arka bahçesinde, Kendime sonu mutlu biten masallar anlatıyorum...

Editör: Suna Türkmen Güngör

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi