SİNEMA / TİYATRO
Giriş Tarihi : 14-08-2022 20:06

Dersu Uzala

Yazan: Serhan Poyraz - DERSU UZALA

Dersu Uzala

DERSU UZALA

Kariyerinin ilk renkli filmi olan “Dodes’kaden”i 1970 yılında büyük umutlarla çekmişti ancak bu filmle hiçbir ticari elde edememişti. Aklında yeni projeler dönüp duruyordu ancak film stüdyoları yaşadığı son başarısızlıktan sonra yeni projelerine ilgi göstermiyordu.  

Bunalımdaydı. Bu konuyu kafasını fazla takınca ruhsal dengesini kaybetmiş ve o muhteşem yeteneğini sorgulamaya başlamıştı. Başarısızlığı kabul edemeyen ve bunu kendi zayıflığı olarak gören bir Japon olarak intihara teşebbüs etti. 

Hayata şans eseri döndü ama kalbi hâlâ kırıktı. Bir zamanlar büyük yapımların altına imza atmasına rağmen şimdi kimse yüzüne bakmıyordu. Mutsuzdu Akira Kurosawa ama yaklaşık bir yıl sonra bir Sovyet stüdyosu olan Mosfilm, kapısını çalıp projesinde tüm yetkileri kendisine vermeyi kabul ettiğinde büyük filmler yapabilme duyarlılığına hâlâ sahip olduğunu hem kendisine hem de sinema dünyasına ispat etmek için kolları sıvadı. 

Âdeta yeniden doğmak ya da her şeye yeniden başlar gibi kariyerinin ilk yıllarında çekmeyi düşünüp sonradan vazgeçtiği Dersu Uzala üzerinde çalışmaya başladı. Rus kaşif ve topograf Vladimir Arseniev’in bir grup askeriyle Batı Sibirya’nın vahşi doğasına harita yapımı keşif gezisi için gittiği zaman tanıştığı yaşlı dağ adamıyla yaşadığı anılarını yazdığı bir kitabı, Akira Kurosawa Dersu Uzala ile sinemaya uyarladı. 

Ama öncesinde Akira Kurosawa üç yıl titiz bir çalışma yaptı. Batı Sibirya’nın doğasını, tarihçesini ve mitolojisini inceledi. Bölgeye ait Türk-Moğol mitolojisinde “Orman Ruhu” adı verilen ve burada yaşayan canlıları koruyan bir ruh olduğuna inanıldığını ve  Yakut Türkleri ona “Tayga” adını verdiğini öğrendi. Tayga, avcıların koruyucu ruhu sayılıyordu ve “Ak Saçlı ve Ak Sakallı Yaşlı Bilge Adam” arketipi şeklinde tasvir ediliyordu. 

Akira Kurosawa’nın Dersu Uzala’sı da ormanla tamamen bütünleşmiş bilge ve maneviyatı yüksek bir tayga gibidir. Bir süre önce karısını ve çocuklarını çiçek hastalığından kaybetmiş ve bu acı olaylardan sonraki tüm yaşamını karısının ve çocuklarının orman içindeki ruhlarını doyurmak ve onları sıcak tutmak amacıyla evsiz ve doğal sığınaklar içinde geçirmektedir. Dersu Uzala ihtiyacı olandan fazlasını ormandan istemez ve her canlının yaşamına büyük saygı duyar. 

Dersu Uzala bize, doğanın bozulmamış yüzünün etkileyici güzelliği içinde hem doğanın acımasız gerçeklerini hem de doğanın ilahi ruhunu keşfetmeyi öğretir. Hatta sadece bununla da kalmaz, doğanın güzelliklerini ve ilahi ruhunu medeniyet dediğimiz rahat yaşamla takas ettiğimizde maruz kalacağımız kayıpları da öğretir.

Akira Kurosawa 3 yıllık titiz bir çalışmanın sonucunda ilk defa Japonca dışında yabancı bir dilde 1975 yılında Dersu Uzala’yı çekti ve 1976 yılında da “En İyi Yabancı Film” Oskar Ödülü’nü kazandı.

Aldığı ödülü sonuna kadar hak eden bir film. İnanın bana ormanın bu yaşlı bilgesinden çok şey öğreneceksiniz ve onu çok seveceksiniz. “Kapitan” deyişi kulaklarınızdan hiç gitmeyecek ve film bitmesin isteyeceksiniz. 

Akira Kurosawa sen gerçekten büyük bir yönetmensin! Bu filmle Dersu Uzala’yı bize tanıttığın ve öğretilerin için sonsuz teşekkürler “Kapitan…”

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi