ANI
Giriş Tarihi : 09-07-2024 22:35   Güncelleme : 09-07-2024 23:54

Darülaceze'de Ebruli Günler -3 / Zehra Dinçer

Yazan: Zehra Dinçer -DARÜLACEZE'DE EBRULİ GÜNLER /3

Darülaceze'de Ebruli Günler -3 / Zehra Dinçer

DARÜLACEZE'DE EBRULİ GÜNLER /3

Taraklı ebru yapmamı istediğinde, şikayet gelmediği günler taraklı ebru yapacağımı söylememin etkisi çok büyüktü. Bu nedenle ilaçlarını muntazam alıyor, öteki hastaları ve hizmetlileri üzmüyordu. Tekne başında beni izlediği bir gün fırçayı ona uzattım: "Haydi dene" dedim.

Çok örkelendi, "Alay mı ediyorsun? Hangi elle tutacağım fırçayı?” dedi.

"Dene" dedim; "En kötü ihtimal firayi tekneye düsüreceksin."

Bütün elemanlar durdu bekliyordu.

"Ciddi misin" dedi; “Fırça tekneye düşse ne olur?" diye sordu.

"Hiçbir şey olmaz" dedim;  "Üstümüze biraz kitre sıçrar o kadar".

Müthiş bir gayretle fırçayı eline aldı. Evet inanılır gibi değildi.

Diğer bir hasta parmağını uzattı; "Vur buraya" dedi.

Benim gitmediğim günlerde o ikili atölyede oluyor, kendilerince çalışıyorlardı. Kısa bir süre sonra onun boyuna uygun masa hazırlandı ve tekne açtık. Her renk serptiğinde, eli farkında olmadan gelişmeye, hareketlenmeye başladı.

Kağıdı yatırırken, ilk günler diğer hastalardan yardım alıyordu. Sonraları kağıdı bile kendi kaldırır oldu. Özenle boyaları atıyor, ne çıkacak diye merakla kağıdı yatırırken ellerinin tutmadığını unutuyordu. Zihinsel özürlü olup fiziksel gücü yerinde olan bir hasta, tekneden kağıdı çıkartıp çıtaya yatırıyordu. Bu işi birlikte başarmak onları birbirlerine öylesine bağladı ki, artık biri ayak biri beyin olmuştu... Bir yılın sonunda yaptıkları ebruları, ziyarete gelen üst düzey yöneticilere hediye ettiğimizde inanılmaz mutlu olmuşlardı. Bu çalışmalarımız esnasında hastalarda gözle görülür değişimler gerçekleşti. Zihinsel özürlü olan, sakinleşmeleri için sürekli ilaç kullanan hastaların; kullandıkları ilaç sayısı azaldı. Kimseyle konuşmayanlar, bazı renklerde öfkelenip yıllardır gizledikleri öfkelerini anlattılar. Kimisi niçin portakal sevmediğini, portakal renginden neden nefret ettiğini ağlayarak anlattı. An geldi bana bir şeyler öğrettiler.

Lale yaptığım bir gündü. İstediğim gibi olmadığından beğenmediğimi söylüyordum. Hastalardan biri öfkelendi ve; “Bahçeye gel, Ebru hocam" dedi.

Baharın ilk günleriydi ve kurum bahçesinde rengarenk çiçekler açmıştı... 

"Neden o laleleri beğenmiyorsun?" dedi.

 "Düzgün olmuyor" dedim..

"Bak su çiçeklere" dedi; "Hangisi cetvellenmiş gibi düz duruyor? Yaradan her şeyi öylesine yumuşak kıvrımlı yaratmış ki; düz çizgi rahatsız eder insanı…”

O gün bugün, bu sözü hep düşünürüm. Bir buçuk yılın sonunda bir gece atölyemizde yangın çıkmış, her şey yanmıştı. Bizim grup dağıldı... Bir kısmı yeni yapılan Kayışdağı Tesisleri’ne nakil oldu . Hepimiz üzgündük, ama onlar Ebru sayesinde hayata tutunup, ayakta kalmayı öğrendiler. Ara sıra Okmeydanı Darülaceze’ye uğradığımda, mutlaka onlardan biri orada., o bahçededir.

Bir şeyler öğrettiğim ama onlardan çok daha fazlasını öğrendiğim sanat yaşamımda, hepsini sevgiyle anıyorum.

***

- Darülaceze'de Ebruli Günler -1

- Darülaceze'de Ebruli Günler -2

 

Not: Görseldeki ebru, Zehra Dinçer'e aittir.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi