ÇÖKTÜĞÜNDE ANLARSIN
Verdiği her şeyin vardır hikmeti
Topraktan yarattı kemiği eti
Artık tat da vermez dünya nimeti
Yaş elliye çıktığında anlarsın
Saçlar beyazlayıp döküldüğünü
O mercan dişlerin söküldüğünü
Yaşlanıp o belinin büküldüğünü
Hayatından bıktığında anlarsın
Zalim kullar çıktığında karşına
Zehir katar ekmeğine aşına
Şerbet diye koyup zehri tasına
İçerine aktığında anlarsın
Daha daha sen neleri düşledin
Bir ömrü yazıp satırlara işledin
Koca ömrü dünya için heşledin
O boynunu büktüğünde anlarsın
Ruh bedeni aldığında kiraya
Diyemezsin gidiyoruz nereye
Ulaşılmaz makam mevki paraya
Dişlerini sıktığında anlarsın
Güvenme hiç ne eşine dostuna
Bu dünyada neler koydun testine
En yakın dostların senin üstüne
Ağıtları yaktığında anlarsın
Gassal görevinin başına geçip
Yakasız gömleği boyuna seçip
Tabutuna zemzem suyunu saçıp
Üzerine döktüğünde anlarsın
Minnet eyler miyim ağaya beye
Yaratmadı bizi kula kul diye
Bir daha dönüşü yoktur geriye
Cesedine baktığında anlarsın
Sorgu melekleri gelip durunca
Rabb'in kimdir diye sana sorunca
Saliha'ya pek çok sorup yorunca
Üzerine çöktüğünde anlarsın