DENEME
Giriş Tarihi : 27-06-2025 19:09   Güncelleme : 28-06-2025 01:14

Çiçeklerden Gelen Renkler / Turna Sarıkaya

Yazan: Turna Sarıkaya -ÇİÇEKLERDEN GELEN RENKLER

Çiçeklerden Gelen Renkler / Turna Sarıkaya

ÇİÇEKLERDEN GELEN RENKLER

Çocukluğumda en çok merak ettiğim şeydi babaannemin çiçekleri. Her köşede bir tutam çiçek olurdu; iplerle bağlanmış, duvarlara asılmış, sepetlerde kurutulmuş… Hiç kimseye dokundurtmazdı. Sanki onlarla konuşuyordu.

Her sorduğumda, “Her çiçeğin bir sırrı vardır.” der, gülümserdi.

Benim merakım ise bu çiçeklerden renkleri nasıl elde ettiğiydi.

O, dağların arasında yaşayan; doğanın dilini bilen, toprağın sırrını çözen köyün en yaşlısıydı. Herkes ona “Çiçek Toplayan Nine” derdi.

Yaptıkları adeta bir sihir gibiydi. Aklım almazdı ama gözümle gördüğüm gerçekti. Babaannem, eğirdiği yün iplikleri rengârenk yapardı. Hem de öyle sıradan renkler değil; büyüleyici tonlar… Canlı kırmızılar, derin maviler, parlak sarılar, yumuşak morlar… Kadifemsi dokularıyla göz kamaştırıcı bir uyum içindeydiler.

Sanki ellerinde sihir vardı. Sabahın en sessiz saatlerinde dağlara çıkar, eteği çiçeklere değdikçe sanki onlara fısıldardı. Mor menekşeler, sarı papatyalar, kırmızı gelincikler, mavi kantaronlar… Hepsi onun peşinden eğilir gibiydi. Topladığı çiçekler de bir sepetin içinde eve dönerdi. Ama bu çiçekler vazoya konmazdı. Onlar başka bir mucize için toplanırdı.

Çiçekler sabırla kaynatılır, karıştırılır, süzülürdü. Ve sonunda o eşsiz renkler ortaya çıkardı. Babaannem bu renklerle kendi eğirdiği yün iplikleri boyardı. Güneşte kurutulan iplikler, rengârenk yumaklara dönüşürdü. Zamanla o iplikler çoraplara, çantalara, hatta kilimlere dönüşürdü.

Ve o, el emeğiyle yaptığı her şeyi sadece hediye ederdi. Özellikle de torunlarına…

“Benden size birer hatıra kalsın.” derdi.

Ben, çocukken bu süreci büyülenmiş gibi izlerdim. Peş peşe sorular sorardım:

“Nasıl oluyor da bir tutam çiçekten koca bir dünyanın rengi çıkıyor?”

Babaannem her defasında gülümseyip şöyle derdi:

“Her çiçeğin içinde bir sır vardır.”

Yıllar geçti… Babaannem artık yok.

Ama onun hatırası yaşıyor. Ördüğü çoraplar, çantalar, kilimler hâlâ duruyor.

Ve ben, her birine baktığımda o çiçeklerin içindeki sırrı hissediyorum.

***

Editör: Nevin Bahtışen

EditörEditör