BİR ŞEHİRLE HASBİHÂL
Deprem bölgesinde bir şehre vardım
Der gibiydi sanki: "yorgunum bu gün"
Yokladım ahvali, her yönden sordum
Der gibiydi sanki: "dargınım bu gün"
Kıvrım kıvrım yollar, nice bel aştım
Şehri cadde, sokak ev ev dolaştım
Bakıştık; o bana ben ona şaştım
Der gibiydi sanki: "kırgınım bu gün"
Usanmadan gezdim, dahi bıkmadan
Eksik gedik, fazla noksan bakmadan
Yıkık, dökük hiç bir şeyi takmadan
Der gibiydi ki: “en dar günüm bu gün"
Gördüm ki tükenmişlik tutmuş gibi
Cenderede kalmış da bitmiş gibi
Tüm ömrünü bu gün tüketmiş gibi
Der gibiydi sanki: “vurgunum bu gün"
Kağıt gibi dürülmüş binalar gördüm
Evladına sarılmış analar gördüm
Dile gelmez, daha ben neler gördüm
Der gibiydi sanki: “zor günüm bu gün"
Niyeti misafir etmekti beni
Dedi, ağırlardım aslında seni
Kusuruma bakma, ızdırap yeni
Der gibiydi sanki: “ar günüm bu gün"
Hanesi yok olmuş, babası yetim
Sahibi ölmüş arabası yetim
Giyeni kalmamış urbası yetim
Der gibiydi sanki: “Zâr günüm bu gün
Koşmuş tüm Türkiye, uzanmış eller
El ele vermiş, bir olmuş gönüller
Teskin etmek zordu, tüy bitse diller
Der gibiydi sanki: “sargınım bu gün"