ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 13-10-2022 20:56

Bir Ekim Sabahı

Yazan: Elmas Tunç - BİR EKİM SABAHI

Bir Ekim Sabahı

BİR EKİM SABAHI

Özgür sıkı bir kahvaltı yaptıktan sonra işe gitmek için erkenden evden çıktı. Ayrancı yokuşundan aşağı doğru rızkı için yollara düşen insanların arasına karıştı. Kaldırımda önünde baskülü ile oturmuş bir çocuk gözüne ilişti. Önünden gelip geçenlere: " Tartalım abiler, ablalar!" diyordu.

Dolmuşu gelmesine daha vakit vardı. Yol üstündeki büfeden bir simit aldı. Çocuğa uzattı. Tartının üstüne çıktı. Ücretini sormadan çocuğa cüzdanından çıkardığı kâğıt parayı gülümseyerek uzattı. Başını okşadı. Minibüs durağına yöneldi.

Yaklaşınca iki kişinin küfürleştiğini duydu. Sesler giderek yükseldi. İrice olan pala bıyıklı adam tıknaz olanı itti. O da buna karşılık yumruğunu savurdu.

Derken işin içine tekmeler de karıştı. Orada bulunanlar izlemekle yetindi. Özgür "yapmayın" diye araya girdi. Öfkesine hakim olamayan pala bıyıklı adam arka cebinden çıkardığı sustalıyı rastgele savurdu. "Yandım anam!" diye bir ses duyuldu.

Özgür'ün gözü karardı, kulaklarında müthiş bir çınlama ve karnında yakıcı bir sızı ile yere yığıldı.

Karnından bacaklarına doğru yayılan sıcaklık etrafını gölete çevirmişti. Göz kapakları ağırlaşıyordu. Alnı boncuk boncuk terliyor, kulaklarındaki çınlama durmaksızın artıyordu.

Ağzında safra tadı vardı. Özgür, sızlayan gözlerini güçlükle açtı. Kurduğu alarm çalıyordu. Genç adamsa yattığı yerde yorganın içinde hem terliyor hem de üşüyordu. Üstelik değil işe gitmek, parmağını oynatacak hâli yoktu.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi