AYBÜKE
Bu topraklarda büyüyen her çocuğa umut olmayı seçmişti Aybüke.
Ne altınla tartılırdı yüreği ne korkuyla bükülürdü boynu.
O, kalem tutan bir eldi.
Ne silahı vardı ne zırhı ama gözlerinde cesaretin ta kendisi parlıyordu.
Bir kara gün, karanlık pusuların içinden gelen alçak bir kurşunla,
Bir milletin yüreğine saplandı adın, Aybüke!
Sen sadece bir öğretmen değildin.
Bir millete geleceği öğretiyordun,
Alfabeyi değil sadece, insanlığı, sevgiyi, umudu öğretiyordun.
Ama birileri bundan korktu.
Kalemden korktu,
Okuldan korktu,
Bir kadının ışık saçmasından korktu.
Ve o korkaklar, bir kahramanı şehit etti.
Ama bilmediler.
Bir Aybüke gider, bin Aybüke doğar bu topraklarda.
Kanla sulanan her karış, direnişin tohumu olur bizde.
Şimdi senin adını taşıyan okullar olacak.
Senin, düşlerini büyütecek çocuklar yetişecek.
Ve her biri o karanlığa karşı bir mum yakacak.
Biz unutmayız Aybüke.
Unutturmayız.
Adını bir marş gibi taşırız dilimizde,
Bir dua gibi bir isyan gibi…
Ve bir gün
O kurşunun izi adaletin terazisinde hesap olur!
Ve bir gün gerçek vicdan sahibi, şehitlik mertebesinin ne demek olduğunu bilen, o kurşunun hesabını soracak bir yiğit çıkar.
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz.