AY IŞIĞI VE GECE
Gece zifiri, siyah bir tül gibi düştü kentin üstüne.
Ay ışığı, yaralı bir keman gibi sustu gönlümde.
Rüzgâr bir işçi gibi döverken camları,
Zaman zerseri bir sevda gibi çentik attıyor duvarlara.
Ben seni düşünüyorum...
Bir tütün dumanı gibi çektim içime.
Özlemin, ağzımda buruk bir çay tadında, demleniyor yüreğimde.
Gözlerin, uzak bir deniz gibi sessizliğin içinde kıyılara vuruyor, amansızca.
Ay; alnına düşmüş bir şiir gibi duruyordu gökyüzünde.
Bir mavi sızıydı, yüreğime saplanan,
Dökülüyordu ince ince gecenin dizelerine.
Ben, o maviliğe hasret bir
kuş gibi kanadım kırık,
Sesim suskun,
Yüreğim sarhoş.
Yorgun bir saat gibi tıklıyordu
Kalbim geçmisin izinde.
Aşka geç kalmış bir emekçi gibi titriyordu ellerim.
Düşün ki yollar yoktu,
Düşler bile sana varamıyordu.
Sen yoktun ama adın vardı her sokakta.
Bir duvar yazısı gibi
Kazınmış geceme...
"Sevda bu," diyordu yıldızlar.
Bıçak gibi saplanan,
Böğrüme böğrüme.
Ay ışığı bir yangın gibi doldu gözlerime.
Gece, bir mapushane koğuşu
Gibi kapandı üzerime.
Ve ben, Nazım'ın dizelerinde kaybolmuş bir kadın.
Bir sana, bir memlekete tutkunum...
Bir hayale, bir isyana vurgunum.
Ey gece!
Sen ki sır tutarsın,
Sen ki örtersin,
Aşkı da örtersin yıldızlarla...
Bırak ay ışığı anlatsın beni ona.
Nasıl sevdiğimi,
Nasıl beklediğimi...
Bir devrim gibi,
Bir ömür gibi.
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz.