SİNEMA / TİYATRO
Giriş Tarihi : 25-08-2022 02:32

Aşı, Turşuya Karşı

Yazan: Demet Mannaş Kervan - AŞI, TURŞUYA KARŞI

Aşı, Turşuya Karşı

AŞI, TURŞUYA KARŞI

Münir: Al işte! Gene kapattılar bizi.Turşular da bozulmasa bari...

Adile: Buzluğa gomadın be genneri?
Münir: Yoook!
Adile: E yarın bir izin kağıtcığı al da git, goy buzluğa. Gerçi benimkiler bozulmaz da...Seninkileri bilemem!
Münir: Neçinmiş o?
Adile: Benimkiler sirkeynan yapılmıştır da onun için. Golay Golay bozulmaz. Sen çek gayleyi!
Münir: Ha hayt! Asıl limonlu turşu, golayına bozulmaz.  Senin o sirken var ya, kırk güne galmaz, bütün turşuları çürütür. 
Adile: Yörrü be oyannı! Turşunun hası sirkeynan olur, sirkeee.
Münir: Limonsuz bir halta benzemeeez...
Adile: Sirkeeee...
Münir: Limoooon...
Adile: Bana bak Münür Efendi, beni sinir etme! Zaten başımıza ne geldiysa senin gibiler yüzünden geldi, daha da açdırma bağa ağzımı...
Münir: Senin gibiler derkan?
Adile: Aha işte, senin gibi aşı garşıtları yüzünden.
Münir: Vallahi be Adile, turşudan çıkıp aşıya bağladın ya olayı, pes!
Adile: Nasıl bağlamayım be herif! Sizin yüzünüzden bitmez bu beytambal virüs bir türlü. Ondan sonra da aç/ kapa, aç/kapa ...E ne turşu dayanır buna, ne da ekomoni...
Münir: Tamam bak, bu kapanmalardan dolayı bitevi esnaf olarak battık, onu gabul ederim. Ama bunun, aşıynan ne ilgisi var be gadın?
Adile: Nasıl ilgisi olmasın efendiii! Gidip yaptırsanız aşıyı, pandemi mandemi galmaycak ortada, biz da gurtulacayık dükyan kapatmaktan.
Münir: Hiç da bile, aşıynan ilgisi yokdur bunun... Pandemi bitmezsa aha hep o masge dakmayanların, orda burda gezenlerin suçudur.
Adile: Yani be Münür, 40 yıllık evlilik hayatımızda ilk defa sana hak vereceğim, şaşkınlık içindeyim. Ama doğrudur, o gamsızların da suçu vardır. Hele o; “Pandemi yalandır be, yokdur öyle bişey!” deyenler yok muu? Gırtlaklayasım gelir genneri.
Münir: Yook, ben pandemi yoktur demedim hiç, vardır. Ama aşı, maşı gerekmez. Dak masgeciğini, dikkat et mesafeciğine, üstüne da hergün ye turşucuğunu, tamaaam.
Adile: Yahu, ben aşı derim, sen turşu den be adam haa. Deli etme beni.
Münir: E ne var be? Turşu en güzel ilaç işte! Hem içinde prebiyotikçik da var. Bağışıklığı güçlendirir. Ye da gorkma...
Adile: Aşı derim, Münür. Aşı...
Münir: Turşu derim, Adile. Turşu...
Adile: Aşı ...
Münir: Turşu...
Adile: Aşııııııı!
Münir: Turşuuuuu!
Adile: Yahu, nedir sizin derdiniz bu aşıynan? Neyden gorkarsınız bu gadar? Bill Gates mikroçip dakacak bir tarafınıza da, ondan gorkarsınız??
Münir: E o da var, tabi!
Adile: Ma ne yapacak be Bill Gates, elin turşucusunu çipleyip da?
Münir: Vallahi onu bilemem! Kimisi der; bizi takip edeceklermiş, köleleştireceklermiş. Kimisi da der; kısır edeceklermiş bizi da dünya nüfusu azalsın.
Adile: Be adam! Dünyadaki ilaç, endüstrisi hep bahsettiğiniz o beş büyük ailenin elindedir zaten. Şimdiye gadar isteselerdi, her ilaca birşeycikler goyallar da azaldıllardı nüfusu...Şimdiye gadar sesiniz çıkmadı da, iş aşıya gelinca mı “Vay efendim, çip” diye dutturdunuz.
Münir: Yok Adile, sadece o değil. Aşı olan insanlar manyetik olurlarmış.Görmen şu, metaller yapışır üstlerine?
Adile: E fena mı be Münür? Magneto gibi olursunuz siz da işte! Hem altıncıklar, şilincikler gelir  yapışır üstünüze da zengin olursunuz.
Münir: Dalga geçme be.
Adile: Nasıl geçmeyim be. Ben aşımı oldum işte, hani bak, yapışır mı gaşık üstüme?
Münir: Yok hanım! Gene da ikna edemen beni. Daha deneme aşamasındadır bu aşılar. İlerde, ne yan etkisi çıkacak bilinmez.
Adile: E tamam, olma aşını. Sırf gendini düşün. Bunca insanın da günahına gir. Sonra  koronayı kaparsan, otur da o zaman düşün bakalım; o koronanın ilerde sana, nasıl etkileri olacak?
Münir: Ne olacak ki? Geçirecem, bitti gitti.
Adile: Haaa! Bitti, gitti. Yahu adam, sen hiç mi dinlemen bilim insanlarını? Korona geçirmiş bir insanın ileriki hayatında maraz galma olasılığı, aşının ileriki olası yan etkisinden çok daha fazla.
Münir: Hade yahu!!! Olsun ama, ben gene da olmam.
Adile: Olma be daş kafalı, olma. Bunca insanın canı yoktu zere, bir sizin canınızdır gıymatlı... Bu ne bencilliktir yahu!
Münir: Hiç da bile! Bencillik değildir bu, akıldır akıl.
Adile: Ne aklı be! Komploculuktan, şüphecilikten başka yaptığınız birşey yok.  Gendiniz yetmez, bir da başka nsanları tehlikeye atarsınız.
Münir: Asıl siz atarsınız insanlığı tehlkeye... Siz aşı olursunuz diye, virüs da habire mutasyon geçirir. Varyant varyant yağar üstümüze!
Adile: Hay gara cahil! Be, aşıynan alakası yoktur oğlum bunun. Virüs dediğin beytambalın doğasında var bu, sürekli mutasyona uğrar. Yani sen aşı olsan da, olmasan da bu varyantlar olacak zaten.
Münir: Ben annamam! Olmam aşı. Yerim turşucuğumu da tamamdır. 
Adile: E tamam. Sen ye turşularını da husol o zaman! Zaten bu gidişnan dükyandaki bütün turşuları sen yeycen. 
Münir: Eyi dedin be Adile! Yarın alayım bir izincik da, gideyim getireyim eve o turşuları... Galmasın dükyanda da bozulacaklar...  
Adile: İnnallahım!
Münir: Offf yahu off! Battık! Daha geçen ayın dükyan kirasını bile ödeyemedik. Ne olacak bu esnafın hali? (Söylene söylene sahneden çıkar)
Adile: Beter ol Münür! Beter ol deycem ama... bırak belayı, yanında ben da batacam. (Adamın arkasından bağırarak çıkışa yönelir)  
Kusana gadar yedirecem o turşuları sana, dur göresin! Hem da sirkeli olanlarını.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi