ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 08-12-2023 19:52   Güncelleme : 08-12-2023 20:00

Arkasına Bakmadan Gitti -5 / Mine Borazan

Yazan: Mine Borazan -ARKASINA BAKMADAN GİTTİ /5

Arkasına Bakmadan Gitti -5 / Mine Borazan

ARKASINA BAKMADAN GİTTİ /5

İstanbul, ruhumu güzelleştiren şehir. Hep düşünmüşümdür, İstanbul'un mutlulukla bir ilgisi var diye...

Bir an, gözlerini kapadı Canan denize bakan balkonunda, martıların sesini dinlerken... O kadar yorulmuştu ki ruhu, yılların yorgunluğu üzerindeydi:

- Annem kahve yaptım ikimize.

Ela’nın tatlı ses tonuyla, düşüncelerinden bir anda sıyrıldı...

Boğaza karşı kızıyla kahve içmek de çok iyi gelmişti. 

- Ela’m bir planın var mı bugün?
- Annem, izninle bugün seni yalnız bırakacağım.

Cenk'le biraz İstanbul'u gezeceğiz. Cenk Ela'nın kuzeniydi ve aynı yaştaydılar.

- Olur annecim.
- Peki, sen ne yapacaksın bugün annem?
- Halan gelecek, biraz laflarız. Konuşacak çok şeyimiz var.

Ela evden çıkınca, bir müddet daha balkonda kalmak istedi Canan...

Sebahat o kadar ısrar etmesine rağmen o, anne babasının evinde kalmayı tercih etmişti.

Belki sonra diye düşündü.
Birkaç gün doktorlar yasak koymuştu. Uyutuluyordu. Atıf, kimsenin hastaneye gelmesini istememişti.
Zilin sesiyle kendine geldi, bu arada çayı da çoktan demlemişti Canan...

Sebahat içeri girince, elindeki poşetleri mutfak masasına koydu. 

- Canom, ben kahvaltı yapmadım birlikte yaparız diye düşündüm, hem sen seversin benim ıspanaklı böreğimi.

Birlikte balkonda kahvaltılarını yaptılar martıların ve kuşların konseri eşliğinde.

- Canom, benim vefalı güzel kardeşim, abimin sana yaşattıkları için senden özür diliyorum onun adına... Kolay değil yaşadıkların.

- Hiç kolay olmadı yüreğimde açılan yaraların kapanması.

O yağmurlu gecede, Atıf’ın; “Ben başkasına aşık oldum ayrılalım” derkenki umarsızlığı, pişkinliği..

Bir an, o günleri yaşadı gözleri dolu dolu...
Yıllarca bir aynanın karşısında, ben bunları hakedecek ne yaptım sorusunu sordum kendime...

Onu sevmekten başka...

Ama kızım için dimdik ayakta durdum. Şimdi, sakin bir yaşantımız var. Bazen benim burda ne işim var diyorum:

- Ahh! benim akılsız abim bilemedi kıymetini ama biz ailecek, seni çok seviyoruz biliyorsun di mi? Annem, aylarca konuşmadı onunla. Ben, kardeşim olsa da hakettiği her şeyi söyledim. Orta yaş bunalımına girdi kör olasıca. Aklı başına gelince de, bıraktı zaten kadını. Her şeyini kaybetti, sefil bir hayat sürdü. Ta ki, senden aldığı o mektuba kadar. Birden düzeldi, önce evi geri aldı. Sonra işini. Yıllarca çok kızdı kendine, duvarlara vurdu başını... Keşkelerin pişmanlığı yordu kalbini.

Sohbet derinleşmişti. Bu arada, Sebahat'ın telefonu çalıyordu. Hastaneden arıyorlardı ve arayan doktordu.

- Sebahat Hanım, Atıf Bey’i normal odaya aldık. Yalnız, hâlâ kalbi çok zayıf. Yarın, sadece iki kişi ziyaret edebilirsiniz, o da çok kısa süreliğine.

Hastane koridorlarını yürürken ayakları hep geri gidiyoru Canan'ın... 

Odaya girdiğinde, Atıf uyuyordu.

“Ne kadar yaşlanmış ve zayıflamış” diye içinden geçirdi Canan...

Saçlarının akları iyice ortaya çıkmıştı.

Yanına oturup; "Atıf" diye seslendi kısık bir ses tonuyla. Sesini duyunca birden gözlerini açtı Atıf, yine heyecan yapmıştı. Sakinleşsin diye elini tuttu Canan. 

- Canan'ım hoş geldin...

Bir an, içindeki tüm olumsuz duyguları, kırgınlıkları bir  kenara bıraktı.

Tam karşısındaydı gözlerine aşık olduğu adam. Nasıl da sönmüştü gözlerinin feri.

- Hoş buldum Atıf bey... Geçmiş olsun.

Sanki, karşısındaki adam yabancı biri gibi gelmişti. Yıllar içindeki sevgiyi nasıl da köreltmişti. 
Bir müddet, sessizliğe bürünmüştü oda... Tüm söylemek istediği kelimeleri unuttu. Belki de henüz vakti değildi.

***

- Arkasına Bakmadan Gitti /1 Okumak İçin Tıklayınız 

- Arkasına Bakmadan Gitti /2 Okumak İçin Tıklayınız 

- Arkasına Bakmadan Gitti /3 Okumak İçin Tıklayınız

- Arkasına Bakmadan Gitti /4 Okumak İçin Tıklayınız

 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi