ARAF
Bazen şükür cennetinin bahçelerinde dolaşır insan.
Bazen de isyan cehenneminin kör kuyularında kaybolur.
Ne cennet bahçelerinde dolaşmışlığım var
Ne de kör kuyuların dibini görmüşlüğüm…
Arafı yaşıyorum belki de farkında olmadan.
Belki hayatı bile yaşamıyorum arafı yaşamaktan.
Avını yakalamış bir avcı misali,
Bırakmaz bana ne cenneti ne de cehennemi.
Kör kuyularda kaybolmak mıdır azabın adı?
Ya da arafta kalakalmak mıdır öylece?
Sağa sola mı savrulmaktır yoksa,
Yolunu kaybetmiş göçmen bir kuş gibi.
Bazen korkuyorum ölümden, ölmekten…
Bazen de şehvetle arzuluyorum.
Şaşkın ve çaresiz hissediyorum kendimi bazen.
Yoksa bu mu olsa gerek araf dedikleri?