ZAMBAKLAR DİYARI
Hayaller kurma yeri, düşler görme ortamı.
Ortada zıp zıp zıplayan tavşanlar, uçuşan rengarenk kelebekler.
Zambaktan zambağa konan arılar.
Türlü, türlü şarkı çığıran kuşlar.
Huzurun en güzeli en derini burada.
Ne rahatsız eden var ne de sinir eden.
Her yer uçsuz bucaksız renk renk çeşit çeşit zambaklar ile dolu.
İki tane yüzyıllık meşe ağacı arasında kurulmuş bir salıncak.
Sadece salıncağa oturup rüzgârı çağırman kafi.
Rüzgâr hem ak düşmüş saçlarınızı okşayıp savuracak hem de sizi sallayacak hem belki kulağınıza masallar anlatacak ya da değişik anılar.
Sallandıkça, dertleri de sallıyoruz sanki.
Hafifliyoruz. Nasıl bir salıncak?
Sihirli desek, değil.
Ama o ortam sihirli sanki.
İnsana sadece olumlu şeyler düşündüren.
Derin derin nefes alıp verdiren.
Her bir hücremiz sevgi ve huzur doluyor.
Gözlerimizi ise şahane zambaklardan alamıyoruz. Hele ki kokuları büyüleyici.
Böyle değişik bir yer.
Hem dünyadan uzak, hem de yakın.
Bıraksalar keşke dünya üzerindeki her empat insanı birazcık bu diyarda.
Enerji toplaması için. Malum uğraşması gereken, savaşması gereken hele hele üzülmesi gereken şeyler hiç bitmiyor.
Zambakların diyarı, tıpkı masallar dünyası gibi.
İster oradaki canlılardan masal dinle gözlerini kapatıp ister sen anlat.
Anılarını, yaşanmışlıklarını masal tadında.
Bugünden yarına ve dünden bugüne hayat hep mücadele ile dolu.
Ama burada sanki her şey birbirini tamamlıyor her şey birbirini buluyor.
Hayal kurup gerçekleştirmeye cesaret edemediysen zambaklar sana o cesareti hediye ediyorlar.
Sadece istemen gerek.
Hazır mısın?
Haydi kapat gözlerini.
Zambakların diyarını hayal et.
Her şeye rağmen,her daim bir umut vardır
