İNCELEME - ARAŞTIRMA
Giriş Tarihi : 30-08-2024 13:27   Güncelleme : 30-08-2024 17:21

Zafere Doğru Son 48 Saat / Nesrin Gündoğdu

Yazan: Nesrin Gündoğdu -ZAFERE DOĞRU SON 48 SAAT

Zafere Doğru Son 48 Saat / Nesrin Gündoğdu

ZAFERE DOĞRU SON 48 SAAT

29 Ağustos Salı

Yumruk öylesine şiddetliydi ki Yunan ordusu hangi yönlerden kuşatıldığını bile kavrayamıyordu; öne bakıyorlar, bizi görüyorlar; arkalarına bakıyorlar, gene bizi görüyorlardı. Toplarını bile bırakıp kaçıyorlardı.

Yunan karargâhındaki kurmay subayların dörtte üçü savaşa devam etmenin faydasız olduğunu dile getiriyordu.

Üç yıl hazırlık yapmışlar, üç günde darmadağın olmuşlardı.

Mustafa Kemal dürbünle Adatepe'ye baktı. 1340 rakımlıydı.

Yunan'ın tutunabildiği tek yükselti bölgeydi.

"Savunma düzeni çalışıyorlar, müsaade etmeyelim, Adatepe'yi mümkün olan en kısa sürede ele geçirin, süngü hücumuyla düşmanı oradan atın” dedi.

Saatine baktı. 18.30'u gösteriyordu.

Başkomutanın emri kulaktan kulağa, ağızdan ağza yıldırım hızıyla en öndeki hatlarımıza ulaştı, "Allah Allah Allah!" diye kükreyerek aslanlar gibi fırladılar, yokuş yukarı çılgınca koşuyorlar, ilk süngüyü saplayan olmak için birbirleriyle yarışıyorlardı.

Saat 19.25 
Adapte'yi ele geçirdik.
Sadece 55 dakika sürmüştü.
Yunan karargahı şoktaydı.
8 bin ölü vermişlerdi.
2 bin yaralıları vardı.
Bir o kadar esir alınmıştı.
Sadece 55 dakikada.
Sadece süngüyle!

Başkomutan ve Mehmetçik arasındaki 
duygu bağı tarifsizdi...

Mustafa Kemal'in askerlerinin önünde durabilmek, artık mümkün değildi.

30 Ağustos Çarşamba'ydı.

Mustafa Kemal haritadan başını kaldırdı. "Bugün bitiriyoruz." dedi.

Sabah saat 06.30
Başkomutan Meydan Savaşı başladı.

Akşamüstü saat 17.30
Tam olarak söylediği gibi bitmişti.

Çamur içinde bir Yunan bayrağı gördü. Yerden kaldırttı; "Bayrak; her milletin istiklal alametidir, saygı lazım" dedi.

Yunan Başkomutanı Trikupis esir alındı. 300 subayı, beş bin askeriyle teslim oldu. Uşak'a getirildiler. Bitkin durumdaydılar. İsmet Paşa dişlerini sıkıyordu. Nurettin Paşa kılıcını çekip biçmemek için kendini zor tutuyordu. Fevzi Paşa vurdu vuracaktı.

Mustafa Kemal geldi. Dostça ellerini sıktı; "Vicdanınıza karşı görevinizi yaptığınızı düşünüyorsanız içiniz rahat olsun; en 
büyük komutanların bile bazen yenildikleri, hatta esir oldukları tarihte yazılıdır: söz gelişi Napolyon." dedi.

Yunan generalleri beklemedikleri bu büyük hoşgörü karşısında iyice ezilmişlerdi, Trikupis ağlamaklı oldu; "Yaverlerim dahi beni yalnız bırakarak kaçtılar, intihar etmeliydim." diye mırıldandı.

Mustafa Kemal yumuşak ses tonuyla karşılık verdi:
"Misafirimizsiniz, her bakımdan emin olabilirsiniz, herhangi bir isteğiniz olursa çekinmeden bize bildiriniz." dedi.

İsmet Paşa’ya dönerek emir verdi: "Yorgundurlar, rahat etmelerini sağlayınız."

Başkomutan Mustafa Kemal ve silah arkadaşları yani atalarımız böylesine onurlu bir savaş verdiler düşmandan topraklarımızı temizlerken.

"Vakit tamam, umutsuz olmayacağız. Uçurumun kenarındayız. Bizi canlı canlı mezara atmak istiyorlar. Son bir cüret belki kurtarabiliriz." diyerek başlattıkları Kurtuluş Savaşı'nın zaferidir 30 Ağustos Zafer Bayramı!

Kaynak : Yılmaz Özdil'in “Son Cüret”kitabından kendi derlememdir.

Ey Türk Milleti,
Bu bayrak bizim.
Bu vatan bizim.
Bu lider Mustafa Kemal Atatürk bizim.

Bu vatana kanını döken atalarımız da bizim.
Bu 30 Ağustos Zafer Bayramı da bizim bayramımız.

102. yıl dönümü kutlu olsun. 
Aydınlık yarınlara tam bağımsız Türkiye!

Editör : Hamiyet Su Kopartan

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi