UMUT YOK
Gün doğar,
Ak bir el gibi uzanır güneş,
Patlar tomurcuğu ağaçların
Toprak memesinden alıp can suyunu.
Gün sayar çiçekler bahara hasretinden
Renkler çoğaltıp akmak için yeşile.
Öyle yoksul, öyle çaresiziz,
Kör kuyularda kalmış ürkek sevincimiz.
Güneş ısıtır da aydınlık yolları,
Isıtmaz yorgun yüreğimizi.
Bir yel eser tuzlu denizlerden,
İyot kokuları salınır hülyalı kıyılara.
Gök mavisinde kuş sesleri çoğalır,
Aydınlık kapılara açılır sesler,
Çekilir tenhalara uykulu sessizlik.
Yarınlar ezinç getirir, umut yok.
Geçen günler yük getirirmiş insana,
Toprak bulanmış kana,
Düzen böyle kurulmuş
Yasalar varsıldan yana.
Tepetaklak olmuş yaşamı yoksulun.
Çıkarcılar uzanmışlar ekmeğimize,
Gösterip kanlı dişlerini,
Yemin etmişler külümüzü savurmaya.
Ne mutlu, çıkabilirsek güneşlere,
Önümüzde dikenli bir yol,
Arkamızda karanlık dağlar.
Aç, yoksul bırakılmışız,
Çekilip götürülürüz düşler kuyusundan.
Mavi çiçek açmaz yürek kuytusunda,
Her mevsim kar yağar iklimlerimize,
Acılı sesimiz yükselir göklere.
Mavi bir kuştur umut kanatlanır tenhalara,
Şaşkındır, bulamaz yolunu,
Götürür bizi çileli bir yalnızlığa.