SÖYLEŞİ
Giriş Tarihi : 09-11-2024 15:45   Güncelleme : 09-11-2024 16:33

Truva / Fatma Erinç

Fatma Erinç -TRUVA

Truva / Fatma Erinç

TRUVA

"Hiç bir şey göründüğü gibi değildir" diyerek Truva’ya parola eyleyen Sami Çelik hocamın da söylediği gibi dışarıdan yayınevi olarak görülen Truva aslında başta Sami hocamızın aile reisliğinde, yazarları, şairleri, editörlerinden çaycısına kadar muazzam bir dayanışma içinde yedi yirmi dört çalışan ve birbirlerine sevgi saygı çerçevesinde yürekten bağlı kocaman bir aile. 

Sami hocam ile yakın bir aile dostumuz vesilesiyle tanışmış oldum. 

İnsan insana vesile "ol" emrinin yeryüzü elleriymiş. 

Sevdiği kullarını birbirinin yollarına mihenk taşları gibi dizermiş. 

Sami hocam ile ilk tanışmamız telefon ile olmuştu, telefon görüşmemizde, hocamızın babası ile eşimin aynı iş yerinden emekli olduğunu öğrendik, lakin eşim ve ben bir türlü yüz yüze tanışma fırsatı bulamamıştık; nihayet, Truva Birinci Şiir Yarışması, ödül gecesine katılma fırsatı bulduk, kapıdan kokteyl salonuna girdiğimiz anda Sami hocamızın samimi, babacan tavırlarıyla ortamın sıcaklığıyla karşılaştık. 

Diğer şair arkadaşlarla kaynaştık, semaverin etrafında şaire arkadaşlar ile sanki kırk yıllık tanış gibiydik,  şiirin büyülü tılsımı, şair yürekleri mıknatıs misali birbirini çeker gibiydi.

Daha yüz yüze görüşmemiş, sosyal medyadan, gönül sayfamızdan tanış olsak da bir bardak çay sıcaklığında gönül dostlarımız ile tanışmamız, şen kahkahalarımız, harika bir anı oldu hepimiz için. İsimlerini anarsam birini unuturum diye yazmaktan kendimi men ederim. Gönül sayfamızda hepsi birbirinden değerli. 

Tanışma faslımızdan sonra salona geçtik, Turan Demirci hocamızın, mükemmel sunumu ile ilk evvela, Tusaş’a yapılan, melun bir saldırıda ki şehitlerimiz için saygı duruşu yaptık, alâ ruhlarına Fatiha’lar okuduk. Sırasıyla ödül alan şairlerimizi, tanıdık ve dinledik.

Hepsi de birbirinden değerli yürek teriydi. Lakin “Zamanın Durduğu Yer” adlı Gazze şiiri ta bâm telime değdi, içimi titretti. İslam âleminin kanayan yarası.

Duyarsız, umarsız, ümmetin yüz karası. Şiirler okuduk şiirler dinledik, Şehitlerimizi yâd ettik. Bunalan yüreklere, şiirlerden demet demet inşirah suyu serptik.

Hayatıma, mucize gibi giren, Kâbe’de, Ravza’da geçen ömrüme bedel, Hicaz günlerimin aşkıyla naçizane yazmaya başladığım, bazı gönül dostlarımın şevkiyle sosyal medyada devam ettiğim, yazı ve şiirlerime maalesef annemin vefatı ve bazı durumlardan sonra ara vermeye başladım, epey zamandır da yazmaya konsantre olup toparlanamadım, lakin bazı yarım kalan taslaklarım, paylaşılmamış yazılarımın huzursuzluğunu hep içimde yaşadım. 

"Kün" diyen "Ol"durumuş, sebebi ellerini birbirine buldururmuş ya, yine kendisi gibi değerli olan aile dostumuz Yusuf Sarıkaya hocamız vesilesiyle Sami hocamı yazarlık hayatıma mihenk taşı, eyledi. Sami hocamın, samimi üstün enerjisi ile yazarlık hayatıma, ikinci baharıma yeniden kaldığım yerden doludizgin lakin emin adımlarla Hak olana yol alacağız inşallah. Truva! İşte budur yerin sadrımda! 

Çok dualar ettim Kâbe'ye baka baka, Kâbe'nin bereketi inanıyorum buna, sevdiğin kullarını çıkarıyorsun karşıma. 

Kalemin ve kelamın kutsal ve her bir kelimenin üzerimizde vebali olduğuna inanıyorum.

Yazdığımız sözler nereye gidiyor, kimi incitecek kimin bâm teline değecek, düşünerek yazmamız gerekiyor. Kalp kırmak kolay yapmak zor. Evet, insanlığı, her bir insan oluşturuyor, tabii ki, zaman zaman kendimizi yazarken, diğer benzer duyguları yaşayan insanlarında duygularını baz alıyorum. Bu empati olgusu, yazar ile okuyucu arasında duygusal bir bağ oluşturuyor.

Kalem tutan eller, şiir yazan yürekler zaten bu işe soyunmuştur artık. Bu güzel insanlarda, farklı, nadide bir yürek vardır. Bize lütfedilen bu nimeti yazarak zekâtını vermemiz gerekiyor diye düşünüyorum.

“Şayet yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de, arkasından yedi deniz daha katılarak (mürekkep) olsa yine de Allahın sözleri (yazmakla) tükenmez”  (Lokman Suresi 27. Ayet)

İnşallah bize lütuf ile verilen kalemlerimiz, her daim, güzeli doğruyu yazsın. Haklının yanında, zalimin zulmün karşısında dursun. Toplumu manevi milli duygular içinde birleştirici olsun. Hak ile kâinat kitabını keşfederek güzelliklerini yazsın. 
 
 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi