SUSARSIN
Bir kere mutluluğun tarifini öğrendiysen, bir çift gözde;
Nereye gitsen, hep o gözleri ararsın.
Başka gözlere bakarsın, olmaz.
O bakışların yerini tutuversin istersin, olmaz.
Unutup arkanı dönüp gitmek istersin, olmaz.
Nerede mutlu oldu isen, dönüp dolaşıp yönünü oraya çevirirsin.
Bulamazsın aradığını, aradığın yerde,
Başını önüne eğip, başka hayatlara yürürsün…
Yaşadığın hayat senin olmaz.
Bir kaç gülücük ödünç alırsın, onları da kullanamazsın.
Tebessüm edip, “hadi bu seferde öyle olsun” deyip, hayatına diz çökersin.
Yorulursun, elli yaşındaki kadına göz yaşı akıtırsın.
Alnına kırışıklık düşer, kaşlarını çatarsın,
Kendinden kaç yaş küçük çocuğa haline acıtırsın.
Sonra bir gün onu görürsün,
O, güler…
Senin dünyan güler, arefe günü çocuğu olursun.
Onun sesini duyduğun an yüreğin titrer,
Rahatça konuşabileceğin sözlerin hiç birini kullanamaz, aptallaşırsın.
Mecburen
Susarsın…
Sonra onu ne çok sevdiğini kara kaleme anlatırsın.
Kalem anlar halinden,
Ama yine de alamaz çok fazla derdini, yüreğinden…
Çünkü insanının yüreği, sandığıdır.
Bütün eski anılar da, sandıklarda saklıdır.
Editör: Nevin Bahtışen