ŞİMDİ ÖYLE Mİ?
Diyorum;
Bak ne çabuk geçip gidiyor ömür
Bir şans tanı kendine geceyi okşa, sabaha sarıl
Gelen hep misafirdir, acı da olsa, sevinç de olsa
Ateş yanmadan, koku duyulmaz
Duygu olmadan, ağlayıp, gülünmez
O eski toprak kokularının içime sindiği
Köylü gökyüzünde yaşıyorum hep hayatı
Merhametli rüzgarı saçlarımı okşarken
Öfkelenirdi kötülüklere, kötü insanlara
Hiddetten bilseniz ne şiddetli çıkardı içinden yağmur
Severdi ve ben de severdim
Vallahi gerçek dost, arkadaş olur, yar olur ve yaren.
Şimdi öyle mi..?
Öldürdünüz bacanızdan çıkan pis dumanınızla
Özlüyorum;
Çok özlüyorum, ay vardı gece dertlerini sırtına alıp götüren
Ve yıldızlar; her baktığımda canıma can katan
Gökyüzü halkı ana baba çocuklardan oluşan
Büyük olanın parlak olanı öpmesi, ne sıcak eş sevgisi, baba gibi
Parlak olanın ışık saçması, ne muhteşem evlat sevgisi, ana gibi
Güneşin vurduğu çiçekler boynunu büker
Su isterdi sevgili gözlerimden
Ağlamanın ne kadar güzel olduğunu daha nasıl anlayabilirim, anlatabilirim
Ben küçük Anadolu sabisiyim, toprak kadar, hava kadar cana yakın, merhametli, hayat veren, hayat bulan.
Şimdi öyle mi..?
Avuçlarımıza emek berraklığı yerine kirli paralar bulaştırdınız.