KÜÇÜREK ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 08-09-2022 02:21

Oyalı Mendil

Yazan: Dilek Tuna Memişoğlu - OYALI MENDİL

Oyalı Mendil

OYALI MENDİL

Bir süredir telefonda görüşüyorlardı.
Buluşmayı düşündükleri pastaneye yaklaştıkça içindeki huzursuzluk da artmaya başladı.
Köşe başında durup, soluklandı.
"Gitmesem mi acaba?"diye düşündü.
Hem içime sinmiyor hiç.
Gerçekleri anlatmadım ona…
Ama dönemem de.
Ne edeceğim ben şimdi?
En iyisi dürüst olmak.
Yol yakınken anlatıp gitmek…

Pastane fazla kalabalık değilmiş.
Şu köşedeki masada oturan galiba.
“Siyah şapka ve gözlük takacağım” demişti, sakalı varmış bir de..
Evet, bana bakıyor, kalktı.
Yapamayacağım!
Her şeyi anlatıp gideceğim…
“Merhaba, hoş geldiniz, nasılsınız?”
Teşekkür ederim,
İyiyim…
 Aslında iyi değilim…
Ben… Ben… 
Tüm konuştuklarımızı unutun,
Çünkü ben size…
Size doğruları anlatmadım,
Anlatamadım…
Çok zor günler yaşadım.
İki çocuğumla sokakta kaldım, komşum acıdı, bizi evine aldı.

Siz tanışmak istediğinizi söyleyince belki dedim, belki kurtuluruz bu hayattan.
Bir umut doğdu içime ama şimdi pişmanım yalan söylediğime.
Aslında ben öyle biri değilim, hiç değildim, hayat…
Daha fazla anlatamadı kadın, ellerini yüzüne kapatıp…
“Biliyorum” dedi adam,
“Her şeyi biliyorum, anlatma tamam, üzme kendini”
“Ne olur üzülme daha fazla.”
“Teklifim hâlâ geçerli…”
Sonra avucunda sıkı sıkı tuttuğu şeyi kadına doğru uzattı,

Oyalı bir mendil parmaklarının arasından masaya değdi…

“O gün çeşme başında birbirimize verdiğimiz sözden beri bekliyorum.”
“Teklifim bir ömür saklı senin için…”

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi