ÖLÜMÜ ÖPECEKSİNİZ ÇATLAK DUDAKLARINDAN
zaman delik deşik
akasya yaprağından
akıyor,
akarken mevsimler arası
tutunuyor,
yeşille turuncu arası
kirli kahve sarı arası
kaçamak diyor,
zamana karşı bir yolculuk
tren diyor önce
dört teker değil mi diyor
diyor da diyor
sonra uçak
kaçınılmaz son vuku ediyor
zamanlar arası kazalar sonrası
ölümü tutuyor elleriyle
soğuk morg kapısı açılıyor
üç dört insan harfleri deviriyor
cümle’den topluyor
bir çanta
iki kalem
bir cüzdan kimliksiz
sarı sarı fotoğraflar
gönderilmemiş adressiz mektuplar
sayıyor sayıyor
gözler oynuyor
takipsizlik hüküm sürüyor
dosya kapanıyor
biri de çıkıp da demiyor ki
hayalleri, umutları
çantalanmayan
tutanaklara sığmayan düşleri
onların vebalini kim ödeyecek
elle tutulur dünyevi şeyler
kalan
sahiplenilen
ruhumun aynası sırlarından
döküldü
ölen bedenimdi
siz açgözlüler
ruhumu kefensiz gömdünüz
tutanakta imzanız
ellerinizde ruhum
ölümü avuçladınız
siz de bırakıp gideceksiniz
bir akasya yaprağında
kirli bir kahve renginden sarara sarara
ölümü öpeceksiniz
çatlak dudaklarından