NEREDEN BİLİRDİM
Umutla çıkmıştım evden sabahın seherinde.
Aylardan on dört mayıs
Günlerden salı.
Elimde küçük bir yol çantası,
İçinde bir kaç ihtiyaç duyulan giyecek
Bir çift de terlik.
Mevsim mayıs dediysem de öyle sıcak değil!
Yüzüme vuruyor sabahın ayazı.
Çiseleyen yağmur damlaları yüzümü yıkıyor,
Uzun sokaklardan yürüyerek ilerliyoruz
Otobüs durağına.
Elimde çantam,
Yanımda ablam ve arkamdan miyavlayan kedilerim
Karamel ve Tarçın.
Umudu kesildi küçük canların ben köşeyi dönünce.
Besmele’yle bindik bizi götürecek otobüse.
Vakit erken,
Herkes uykulu...
Herkes mahmur bu otobüste.
Kim bilir kimler nereye gidiyor?
Kimler yüreğinde ne götürüyor gideceği yere.
Kimi ayakta, kimi oturmuş
Kiminde bir telaş, çoğu uyumuş.
Kimileri sohbete dalmış...
Yol uzun, bir yürek ürkek,
Dilde bilinen tüm dualar,
Eller kalkmasa da semaya otobüste,
Niyet belli şifa Ya Rab!
Otobüs gelmiştir inmem gereken durağa,
Sanki herkes aynı durakta iniyor
Birbirine saygısızca ite kalka
Herkeste bir telaş başlıyor.
Devasa bir kapıdan giriyoruz içeri
Herkes,
Gideceği yeri soruyor görevli memura
Bir ben sormuyorum,
Gideceğim yeri bildiğimden.
Sekizinci kata çıkacağız,
Asansör insanlarla dolu.
Balık istifi olmuş gibi iç içe
Kapılar kapanmıyor,
Herkesin önceliği kendisi...
Ah sekizinci kat ah!
Niye geldim sana?
Nereden bilirdim
Aylarımı alacağını
Nereden bilirdim,
Gülen yüzümü ağlatacağını,
Gören gözümü kapatacağını!
Nereden bilirdim,
Devası olmayan derde salacağını!
Ah sekizinci kat!
Sen bana
Dermanı olmayan sekizinci hariciye koğuşu oldun.
Bakma sana sitemime
Sitemim beni bu hale getirenlere
Oradan oraya sürükleyenlere
Şikayet ediyorum Ya Rab!
Yüce makamına inancım
sonsuz
Merhametine,
Adaletine sığınıyorum
İlahi adaletin ile yargıla!