DENEME
Giriş Tarihi : 19-06-2025 14:07   Güncelleme : 19-06-2025 15:38

Nausıcaa: Bir Ruhun Melankolik Dansı / Can Akın

Yazan: Can Akın -NAUSICAA: BİR RUHUN MELANKOLİK DANSI

Nausıcaa: Bir Ruhun Melankolik Dansı / Can Akın

NAUSICAA: BİR RUHUN MELANKOLİK DANSI

Frederic Leighton'ın 1878 tarihli Nausicaa tablosu, ruhumu saran, büyüsüne kapıldığım nadide bir şaheser. Sanat Dergisi’nde gördüğünüzde hissettiğiniz o derin etki, bu eserin zaman ötesi gücünün bir kanıtı sanki. Leighton’ın fırçasından dökülen her detay, bir aşk şiiri gibi işlenmiş; her dokunuş, kalbe dokunan bir melodi gibi yankılanıyor.

Bu eşsiz eser, Homeros’un ölümsüz destanı Odysseia’dan fırlamışçasına canlanan Nausicaa’yı, hüznün ve özlemin en naif ânında yakalıyor. İthaka’nın o görkemli sarayının mermer sütunlarına yaslanmış, gözleri engin denizin ötesinde kaybolmuş… Belki de Odysseus’un gemilerini bekliyor belki de sadece rüyalarında saklı bir kavuşmayı.

Leighton’ın fırçası, onun içindeki fırtınayı, o tutkulu bekleyişi bir çığlık kadar güçlü ama bir fısıltı kadar zarif bir şekilde resmediyor. O bakışlarda kaybolan umut, izleyiciyi de Nausicaa’nın yalnızlığına ortak ediyor.

Zarafet ve pathos arasında dans eden bu figür, sanatçının dehasının bir yansıması. Sağ elinin yanağına dokunuşu, içindeki yangını dışa vurur gibi… Ayaklarındaki o hafif kayma hissi, sanki bekleyişin yorgunluğunu, zamanın ağırlığını anlatıyor. Giysilerinin yeşil ve krem-beyaz tonları, bedenini bir çiçeğin taç yaprakları gibi sararken ona hem masumiyet hem de görkem katıyor.

Sanatsal Bir Büyü: Romantizm ve Klasisizmin Aşkı
Leighton’ın Nausicaa’sı, romantizmin tutkusuyla klasisizmin ihtişamını birleştiren bir aşk mektubu adeta. Kumaşın üzerindeki her fırça darbesi, rüzgârın dokunuşuyla dalgalanıyor; figürün duruşundaki asalet ise antik heykelleri hatırlatıyor. Nausicaa’nın yüzündeki o derin düşünce, giysisinin akıcı kıvrımlarıyla öyle bir tezat oluşturuyor ki insan bu tablonun önünde saatlerce kaybolabilir. Kumaşın her katmanı, Leighton’ın klasik güzelliği nasıl yeniden yorumladığının bir kanıtı.

Boş zamanlarımda bu tabloya bakmaktan asla vazgeçemedim. İngilizce yazdığım yorumların sanat dergilerinde yayımlanması, bu esere duyduğum tutkunun bir yansımasıydı. Keşke o günlerde internet olsaydı da bu duygularımı dünyanın dört bir yanındaki sanat âşıklarıyla paylaşabilseydim...

Ama biliyorum ki o satırlar, bir zamanlar birilerinin kalbine dokundu, ruhlarında bir iz bıraktı.

Sanatla kalın.

***

TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE  KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...

Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz.

Editör: Seher Uslu

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi