ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 14-06-2024 20:18   Güncelleme : 14-06-2024 20:47

Minik Tırtıl / Özlem Tarı

Yazan: Özlem Tarı -MİNİK TIRTIL

Minik Tırtıl / Özlem Tarı

MİNİK TIRTIL

Azra, sekiz yaşında sevimli bir kızdı. Kızıl kıvırcık saçları, çimen yeşili gözleri afacan bir kız olduğuna tanıklık ederdi. Minik burnu tombul yanaklarının arasında küçük bir düğme gibi dururdu. Bebek teninde bulunan çilleri ona şirin bir hava katıyordu. Kırmızı gonca güle benzeyen dudakları vardı. Okul öğretmeni dahil, herkes onun çok zeki bir kız olduğunu söylüyordu. Babasının prensesi, annesinin minik tırtılıydı. Bebekliğinde en çok sevdiği oyuncağı renk renk yumuşak toplardan oluşan tırtıl olduğundan annesi onu hep “Minik tırtılım” diye çağırırdı.

Bazı günler annesi ile parkta yürüyüş yaptıklarında bulduğu tırtılları hiç korkmadan, nazikçe eline alıp severdi. Onlara isim takar, arkadaşı gibi davranırdı. O kadar çeşit hayvan varken neden tırtılları kendine arkadaş olarak gördüğüne annesi hep şaşırırdı.
Azra bir gün annesiyle beraber okuduğu resimli bir kitapta tırtılların büyüyünce kelebeğe dönüştüğünü öğrenmişti. Kitap okuması bittikten sonra defalarca tırtılın kelebeğe dönüştüğü resimleri incelemiş, annesine merakını gidermek için sorular sormuştu

“Anne! Tırtıl nasıl koza yapar?”
“Anne! Tırtıl nasıl kozadan çıkar?”
“Anne! Bu tırtıl nasıl kelebek olacak?”

Azra, bu sabah annesi kahvaltıya seslendiği zaman okul için tüm hazırlıklarını hazırlamıştı. Koşarak mutfağa gitti. Kahvaltısını iştahla yedi. Okulun son günleriydi. Karneleri almalarına birkaç gün kalmıştı. Okul yolunda annesinin elini tutarak yürürlerken, Azra; “Anne, ben ne zaman kelebek olacağım?” diye sordu

Annesi bu soruya şaşırarak, önce ne cevap vereceğini bilemedi. Sonrasında; “Neden kelebek olmak istiyorsun kızım?” diye sordu.

Azra; “Tırtıllar üç günde kozadan çıkıp, büyüyüp çok güzel kelebekler oluyorlar. Ben de hemen büyümek istiyorum. Tıpkı senin gibi güzel bir kadın olmak istiyorum” dedi.

“Neden hızlı büyümek istiyorsun ki minik tırtıl? İnsanlar çok uzun bir zamanda doğum günlerinde her yıl bir yaş alarak büyürler. Yani büyümene daha çok zamanın var. Ayrıca şimdi bana sorsalar ben senin yaşlarında olmayı isterim. Benim çocukluğum çok zorluklar içinde geçti. Hiç küçük bir kız çocuğu gibi olamadım. Ben senin yaşlarındayken hasta anneme bakıyordum. Tek kız olduğum için ev işlerini yapıyordum. Rahmetli annem tarif ederdi, ben yemek yapardım. Arada okula gider hemen geri gelirdim. Sonra ev işleri falan derken ders çalışmaya hiç vaktim olmazdı. Ne öğrendiysem sınıfta öğrenebilirdim. Bu yüzden minik tırtılım, hiç acele etme büyümek için. Her yaşın ayrı bir güzelliği var. Çocukken çocuk ol, ergenken ergen ol, gençken gençliğini yaşa. Nasıl olsa zaman akıp gidecek, hiç acele etme olur mu? Hem sen zaten bir kelebek kalbi taşıyorsun. Bütün çocuklar tertemiz masum birer kelebektir” dedi annesi.

Azra bir müddet sessizce yürüyerek bunu düşündü.

Annesi Azra’yı inceliyordu. Azra biraz üzgün ve düşünceli görünüyordu; “Acaba kafasını karıştıracak şeyler mi söyledim?” diye düşündü.

Küçük kızını düşüncelerden kurtarmak için; “Cuma günü karneni alınca hediye olarak ne istersin bakalım kızım?” diye sordu.

Azra biraz düşündükten sonra; “Mor kelebek kanatları istiyorum anneciğim. Büyümek için madem daha çok vaktim var, kelebek gibi görünmek için bir kelebek kanadı takabilirim. Çünkü ben daha bir çocuğum. İyi ki benim annem sensin. Sen benim rengârenk kanatlı güzel kelebek annemsin” dedi.

Ve annesine sıkıca sarıldı. Sanki kendi çocuk aklıyla annesini teselli etmek istedi.

Editör: Dilek Tuna Memişoğlu

EditörEditör