ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 12-12-2023 17:50   Güncelleme : 12-12-2023 17:58

Küçük Mutluluklar Dükkanı Nevin Aktekin Gülfırat

Yazan: Nevin Aktekin Gülfırat -KÜÇÜK MUTLULUKLAR DÜKKANI

Küçük Mutluluklar Dükkanı Nevin Aktekin Gülfırat

KÜÇÜK MUTLULUKLAR DÜKKANI

Şehrin orta yerinde, küçük ama şirin, bir hediyelik eşya dükkanı vardı.

Dükkanın içindeki renk çeşitliliğinin yarattığı farklı ambiyans, içeri girer girmez, insanların yüzünde masum bir tebessüm yaratırdı.

Adeta; “mutluluklar ülkesi " gibi, gizemli bir yerdi burası. Kimi; çocukluğuna  dair bir eşya ile nostaljik anlar yaşar, kimi de; sevdiklerini mutlu edebilecek bir hediyeyi burada bulmuş olmanın mutluluğunu yaşardı.

Bu küçük dükkanın içinde, tabiri caizse; "yok, yoktu”

Bu dükkana giren herkesin kendilerini mutlu hissetmesinde, dükkanın mutluluklar ülkesi gibi olmasında, içerideki farklı ambiyansın yanısıra dükkan sahibinin de rolü büyüktü.

Dükkan sahibi, otuz beş yaşlarında, hoş sohbet, güler yüzlü bir adamdı.

Hediyeler kadar hediye paketlerini de öyle güzel yapardı ki; bu, insanları daha fazla mutlu ederdi.

Bu dükkana gelip alışveriş yapmayanları, sadece dükkanın içinde dolaşanlara da çok nazik davranan dükkan sahibi; “Bu da, müessesemizden size küçük bir hediye olsun” diyerek, onlara küçük hediyeler verirdi.

Hatta, alışveriş yapan müşterilerinin aldıklarına, kendisi de minik hediyeler eklerdi. Bu da, insanların yüzüne bir mutluluk ifadesi olarak yerleşirdi.

Dükkan sahibi, bir sıkıntısı olduğunu hissettiği müşterileriyle özel olarak ilgilenir, sorunlarını çözecek farklı bir bakış açısıyla, onlara küçük tüyolar verirdi. Bu ufak tüyolar, onu dinleyen müşterilerin yüzünde memnuniyet dolu küçük bir tebessüm olarak yerleşirdi.

Kimsenin hakkında pek de bir şey bilmediği işini aşk ile yapan bu  gizemli adamı  kısacası herkes çok severdi.

Bir gün, küçük bir kız çocuğu, bu küçük dükkandan içeri girdi. Hediyelik eşyalara heyecanla ve şaşkınlıkla bakıyordu. Gözleri, kocaman açılmıştı.

Onu uzaktan izleyen dükkan sahibi, küçük kız çocuğunun yanına geldi.

-  Merhaba küçük kız, söyle bakalım; kime hediye bakıyorsun sen?

-  Anneme hediye bakıyorum amca. Onun, bugün doğum günü. Geçtiğimiz Anneler Günü’nde param yoktu, ona hediye  alamamıştım. Şimdi param var. Elimdekilerle, ona güzel bir hediye almak istiyorum.

Küçük kız, elindeki  bozuk paraları dükkan sahibine gösterdi.

Dükkan sahibi, çocuğun elindeki bozuk paralara baktı ve gülümsedi. Aslında, bu küçük kızın o kadar parayla doğru dürüst bir şey alması pek mümkün degildi. Ama  kızın üstüne başına baktığında, mali durumlarının çok iyi olmadığını da fark etmişti.

-  Peki, tatlı kız. Sen seç, beğen bir hediye. Sonra, seninle hesaplaşırız.

Annesini mutlu edecek bir şeyler almak için parasının yeteceğine inanan küçük kız, neşe ile epey dolaştıktan sonra, müzikli bir kar küresini beğendi.

-  Amca, ben bunu beğendim. Param buna yeter mi?

Dükkan sahibi, çocuğun başını okşadı.

-  Yetmez mi, tabii ki yeter. Hatta, al bakalım küçük kız; bu gül de, benden olsun. Annen, eminim ki gülleri çok sever. Ona hediye edersin.

Daha sonra dükkan sahibi, çocuğun hediyesini gösterişli bir şekilde paket yaptı. Küçük kızın yüzüne vuran o saf mutluluk ifadesi, dükkan sahibini de çok mutlu etmişti.

Öyle bir dükkandı, işte burası; girenin boş çıkmadığı, bir tebessümün paradan çok geçtiği, mutluluklar dükkanıydı.

Özel günlerde verilen siparişlerde, dükkan sahibi siparişleri mümkün olduğunca kendisi teslim etmeye giderdi.

Yine bir gün, bir siparişi teslim etmek üzere, bir evin kapısını çaldı. Kapıyı açan kadın, adamı görünce şaşırdı.

-  Siz ve elinizdeki hediyeler… Bana kim gönderdi bunları? Siz kimsiniz? 

Dükkan sahibi adam da şaşırmıştı, çünkü bu siparişi veren kişi, holding sahibi zengin bir kişiydi. Tanıyordu o adamı. Bu kadını da biliyordu; yanında çalışan bir işçisiydi.

-  Şaşırmakta haklısın belki de. Benim için de, sürpriz oldu. Bu sevgilin tarafından sana gönderilen bir çiçek, bu da bir hediye. Benim dükkanımdan sipariş edildi ve bunları getirmiştim sana.

-  Sevgilim mi? Siz, sevgilimi nereden tanıyorsunuz? Gerçekten hiçbir şey anlamadım?!

Adam gülümsedi.

-  Tamamen tesadüf işte. Biliyor musun, herkes mutluluğu birilerinde ve bir yerlerde arıyor. Kimisi buluyor, kimisi bulamıyor. Baktım ki, insanlar en çok hediye aldıkları anlarda  mutlu oluyor, ben de, o anlara hem sebep olmak hem de şahitlik etmek için "Küçük Mutluluklar Dükkanı" adında bir yer açtım. 
Ben, kendi mutluluğumu kendi ellerimle yarattım. 
Sıradan bir vatandaş gibi, her akşam mesaiden sonra holdingden çıkıp, açmış olduğum bu dükkanıma geliyorum ve bu dükkanda bulunmak beni çok mutlu ediyor. İşte, bu da benim küçük mutluluk sırrım.

Şaşkınlıkla kendisine bakan kadına hediyeleri teslim etti. Sonra dudaklarıyla da, küçük bir sus  işareti yaptı gülümseyerek.

-  Bak, bu bir sır. Sakın unutma! 

Editör: Serhan Poyraz 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi