KÜÇÜREK ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 08-09-2022 01:14   Güncelleme : 08-09-2022 01:20

Kına Taşı

Yazan: Haydar Yıldırım - KINA TAŞI

Kına Taşı

KINA TAŞI

​​​​​​Yılların Özlem ve Ağırlığı Bedenime Yapışık;

Bir gömlek, bir ceket gibi tüm düğmeleri sıkısıkıya iliklenmişti. Baba ocağı sıla özlemi içimi hep yakıp kavuruyordu. Nihai buluşma; yangın yeri yağmurla karla sulandı adeta. İçim dışım boşaldıkça boşaldı.

Neden  bu kadar biriktirmişim sanki..!

Dağlar, taşlar, ormanlar, çayırlar,  kır çiçekleri, hatta kına taşları, o kadar özlemiş ki  bağırlarına bastılar, sıkı sıkıya kucakladılar. Azılı ev köpeği bile ilk günden sonra o kadar çok sevdi ki beni, başını göğüs kafesime sokarcasına yapıştı, boynundaki şişeler canımı acıtana dek.

Beşik dilim pelesenk oldu dilime, özüm özünü buldu, her bir yanım mayıs - tezek kokar oldum.
Artık gözyaşlarımı sallamıyorum, ne yana akarsa aksın, çünkü buralarda  kuruma ihtimali(çinno) yok.

Mezar taşlarıyla sarmaş dolaş olduk, kına taşlarıyla o kadar hasret giderdik ki, sevdiklerimin isim baş harflerini yazdırdılar, bizde sevelim dediler ne olur.

Dönüyorum,  evime, can yoldaşım, aileme, gerçeğime dönüyorum. "İnsanın özleyebileceği nihai en yüksek hedef sevgidir."  Sevgi varsa fizzana bile gidersin.

***

Kına taşı: Muş-Varto yerleşkesi

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi