ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 03-02-2023 14:40

İyilik Meleği

Yazan: Sevtap Eken -İYİLİK MELEĞİ

İyilik Meleği

İYİLİK MELEĞİ 

Her öğlen olduğu gibi yine evden çıktım. Ömer ile her zaman gittiğimiz sahile doğru yol aldım. Deniz havası almak için sakin sessiz bir köşe bulup banka oturdum. Bugün deniz sakindi martılar tepemde bağırarak kanat çırpıyorlardı. 

"Ömer sen yaşarken beraber gelir denizi izlerdik, sen olmadan tadı olmuyor." dedim içimden. Özlemiştim onu, belki de ondan dolayı her gün buraya gelip onu yâd etmem. Etrafıma şöyle bir göz gezdirdim içimden bunları geçirirken gözüm bankta oturan genç bir kadına takıldı. 

Gözlerinden yaşlar akarken bir yandan denizi seyrediyordu. Onun haline üzüldüm. Kalktım yanına gittim. Cebimden bir selpak çıkarıp uzattım. Bana yaşlı gözlerle baktı. Ah ne kadar güzel bir kadındı.

-Temiz kızım kullan. Müsaade edersen yanına oturayım.

Genç kadın önce tereddüt edip, suratıma bakıp kalsa da :

-Çok sağ olun, lütfen buyurun.

Genç kadın uzattığım mendili aldı. Ben de oturdum yanına. Yarım saat denizi izledik. Onun sakinleşmesini bekledim.

-Derdini anlat kızım, yoksa derman bulamazsın. Belki yardımım olur.

-Sağ ol teyze, bu yaşlı halinle seni üzmek istemem, çok iyisin.

-Ben kendimi yaşlı olarak görmüyorum kızım. Başkasının derdini dinlemeyi, yardım etmeyi severim. Bu arada benim adım Nazmiye, senin adın nedir?

-Nazmiye Hanım, çok memnun oldum. Ben de Menekşe.

-Ben de memnun oldum kızım. Niye bu kadar üzgünsün?

-Ah! Nazmiye Hanım, benim yaşadığım sıkıntılar çok büyük hangisini anlatayım ki, hem sizi de dertlerimle üzmek istemem. 

-Olur mu! Öyle şey belki anlatarak rahatlamış olursun belli mi olur yardımım dokunur sana sen anlat ondan sonrasına bakarız. Hadi kızım:

-Kocam, yani Kadir’le ayrıldık. 2 ay önce de kızım hastalandı. Kızımın ameliyatı için para lazım ne bende o kadar para var, ne de yardım edecek birisi, kısacası kızımı iyileştirecek parayı bulamıyorum! 

Kadının durumuna çok üzüldüm. O kadar güzeldi ki, bu kadar genç yaşta eşinden ayrılması, üstelik bir de kızının hasta olması beni çok üzmüştü.

- Bazen her şey üst üste gelir. Eşinle nasıl tanıştın?

-Biz aynı mahallede büyüdük Kadir'le. Birbirimizi sevdik. Benim annem yoktu babam büyüttü. Kadir'i de dedesi büyüttü. Kadir liseyi bitirince askere gitti.

Ben de liseyi bitirdim. Babam inşaat işçisiydi. Bir gün çalıştığı yerde düştü ve ayağı sakat kaldı. Ben çalışmaya başladım kafede. Kadir askerden döndü. Oto tamircisinin yanında işe girdi sonra beni istedi, evlendik.

Babam bizle yaşamaya başladı. Bir yıl sonra kızım oldu. Adını Özgür koyduk. Mutlu bir aileydik.  Önce babam vefat etti, çok zordu ama dayandım. Kadir çalışıp evi geçindiriyordu. Sonra bir gün, eşim başkasını sevdiğini, söyledi ve ayrıldık ondan sonrada kızım hastalandı, kalp hastası olduğunu öğrendim doktor acil ameliyat dedi bende kızımın babasını aradım ona durumu anlattım hiç umursamadı yeni bir ailesi olduğu için onlara ancak para yetiyormuş böyle işte zor durumda kaldım 

Menekşe ağlayarak başını omuzuma koydu. Ben de saçını okşadım.

-Çok üzüldüm. Kızım sabırlı ol, Allah büyük. 

- Sizi de çok üzdüm dertlerimle ama anlatmak bana iyi geldi. Gitsem iyi olacak kızım merak eder.

Benim elimi öptü, çok saygılı bir kadındı. Onunla vedalaşırken gözüm karşımda bana bakan Hasan’a takıldı. Beni yine takip etmişti. O da bana gülümsedi. Menekşe yanımdan gider gitmez  Hasan yanıma geldi.

- Nazmiye teyzem, tek başına niye çıkıyorsun, bana niye  haber vermiyorsun?

-Ben çocuk değilim oğlum. Senden bir şey isteyeceğim. Fark ettirmeden şu kızıl saçlı kadını takip et. Nerde yaşıyor bir öğren.

- Tamam,  Nazmiye teyze. Seni ilk önce evine bırakayım.

- Yok oğlum, ben unutkan değilim. Sen kadını takip et, onun hakkında araştırma yap.

Hasan, Menekşe'nin peşine düştü. Bense evime gittim. 

İki katlı, bahçeli bir evde yaşıyordum. Eşim öleli sekiz sene olmuştu ama hala onun yokluğuna alışamamıştım. Eşim Ömer, noterden emekli olmuş, sekiz sene sonrada vefat etmişti. Beni bu koca evde hatıralarımızla baş başa bırakmıştı. Bizim çocuğumuz yoktu, birbirimizi sevince çocuk eksikliği yaşamadık. Çocuksuz da yaşanıyordu hayat birbirimize yetiyorduk.

*Yıllar sonra Menekşe’nin ağzından* 

Kızımla birlikte mezarlığa gittik.  Babamı ve annemi ziyaret ettik. En sonda da başka birini ziyaret etmemiz gerektiğini söyledim kızıma. Mezarlığın yanına geldiğimizde sorgulayıcı gözlerle baktı bana; 

- Anne bu mezarda kim var?

- Senin ameliyat paranı karşılayan Nazmiye teyzen yatıyor canım.

Bir ses duydum, hemen başımı kaldırıp baktım. Avukat Nevin Hanım gelmişti:

- Sizin burada olacağınızı düşündüm. Maşallah küçük hanım da çok iyi görünüyor. 

- Kızım çok iyi, sağ olsun Nazmiye teyze sayesinde. Asla bizim için yaptıklarını unutamam.

-Hava serin, ufaklık yeni ameliyat  oldu. Eve gidelim.

Hep beraber mezarlıktan ayrıldık. Nazmiye teyzeyi o gün Allah karşıma çıkardı. Onun sayesinde kızım ameliyat olmuştu. Nazmiye teyze ile konuşup eve gidince peşime adam takmış. Nerede yaşadığımı, kızımın hangi hastanede ameliyat olacağını öğrenmiş. Anında ameliyat ve diğer masraflar için para yatırmış. Tabii ben kim olduğunu öğrenemedim. Bir ay sonra avukat Nevin Hanım benim karşıma çıktı ve bu sayede öğrendim. Deniz kenarında derdimi anlattığım teyze olduğunu. Üstelik kimsesi olmadığı için bana evlerini, parasını, arabasını bırakmıştı. Çok şaşırmıştım nasıl kabul ederim diye. Avukat bana Nazmiye hanımın yazmış olduğu mektubu verdi.
 
"İyilik yap." diye yazmıştı. O zaman kabul ettim. Ben de zor durumda kalanlara bu para sayesinde yardımcı olacaktım. Nazmiye teyze ve eşini yâd etmek için arada bir deniz kenarına gidip onları andım. Artık kızımla huzur içinde yaşıyorduk.  Huzur içinde yatsın herkes...

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi