İSTANBUL’DA BİR SABAH
Gökyüzü ince bir serinlikle gerinirken,
sokaklar gözlerini ovalıyor yavaşça,
daha el değmemiş simitlerin buğusu
sabah rüzgârına karışmış sessizce.
Üsküdar’dan esen rüzgâr
karşı yakaya selam taşır,
köhne bir sandal
hala Kız Kulesi’ne göz kırpar.
Martılar, geceden kalan duaları toplar
camilerin kubbesinden,
ve bir vapur yaklaşır ağır ağır,
yüreğinde bin umut,
birkaç yarım kalan hikâyeyle.
Balıkçılar filelerini değil,
hayallerini sarkıtır sulara,
Galata sabahı anlatır
esnafın kahvesinden taşan buharla.
Rıhtımda çay bardakları tınlar ince ince,
gazeteler açılır eski tahta tezgâhlarda.
Bir selam dolanır esnafın bakışında,
günün bereketi düşer dualarla sokağa.
Yokuşlarında uyanır eski taşlar,
her adım bir masal fısıldar kaldırımlardan.
Gölgesini salarken minareler sessizce,
bir ezan yayılır usulca yedi tepeye.
Ve İstanbul,
gözlerini aralayan bir dua gibi,
tarihin nabzını tutar her solukta.
Boğaz’ın kıyısında deniz uyanır yavaşça,
göğsüne çekmiş sabahı, yasemin kokusunda
Bir sabah daha doğar yedi tepeye
Ve bir memleket uyanır
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz