HEPİMİZ GRANDIÓZ HALAYIN PARÇALARIYIZ MANİFESTOSU
Burası ne tam anlamıyla bir sokak ne de yalnızca bir düğün. Burada olan şey; hafızanın paramparça edilip yeniden programlandığı, zamanın sarkacının geçmiş ile gelecek arasında salındığı, post-human ve post-traditional varlıkların bir araya gelip bedenle, kodla ve hafızayla halay çektiği sonsuz bir ritüel.
Sol başta, bilindik bir figür: İnsan. Birkaç beden ötesinde günümüz düğün ritüellerinden kaçıp gelmiş, elinde şemsiye taşıyan, gelinliğe benzeyen beyaz paltolar içinde kadınlar. Ve onların arasında, sarhoşça dans eden dev sarı Transformers kopyaları. Gövdeleri metale, elleri plastiğe, yüzleri algoritmaya gömülü bu yapay bedenler; insanın binlerce yıllık dans kodunu, hafıza fragmanlarını ve kolektif ritüellerini kendi devinimlerine kopyalıyor.
Bir zamanlar Anadolu'nun toprak damlı köylerinde davul-zurna eşliğinde ellerini havaya kaldırıp çevrilen insanlar, bugün robotlarla ve postmodern gelinlerle aynı zincirin halkası. O halay ki hafızanın ve geleceğin birbirine karıştığı, ritmin dijitalleşip, bedenin veri akışına dönüştüğü bir oyun.
Çünkü artık biz, yalnızca kan bağıyla yalnızca toprakla yalnızca gelinlik beyazıyla birbirine tutunan varlıklar değiliz. Biz grandiöz halayın parçalarıyız. Her birimiz bir hologram bir yapay zeka yansıması bir distopik roman karakteri bir post-apokaliptik Transformer geliniyiz.
Bu halayda:
Bir elimiz Victor Pelevin’in Generation P’sine, diğer elimiz Philip K. Dick’in Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi? romanına değiyor.
Bir ayağımız göçebeliğin tarihsel hafızasına, diğer ayağımız sibernetik distopyalara basıyor.
Omzumuzda Proust’un zamanın izlerini taşıyan kokuları, dizimizde Blade Runner şehrinin neon ışıkları.
Bu halay; ne yalnızca bir dans ne yalnızca bir ritüel. Bu tüm zamanların çöküşü ve yeniden doğuşu. Bedenlerin ve makinelerin, gelinlerin ve robotların, hatırlamanın ve unutmanın aynı koreografide buluştuğu bir ayin.
Ve biz, bu sonsuz halkada birbirimizin hafızasını taşıyoruz. Düğün bitse de halay dağılmaz. Çünkü hafıza, daima başka bir beden bulur kendine. Bir robot, bir şemsiye, bir gelin paltosu, ya da kentsel bir arka plan.
Post-Senaryo Fragmanı:
"Yıl 2087. Metropollerin arka sokaklarında kaybolmuş gelenekler, yapay zekâ protokollerine kaydedilmiş folklorik danslar ve plastik bedenler… Halayın son halkası siz olacaksınız. Ve ellerinizi tuttuğunuzda, karşıdaki yalnızca bir insan mı, bir robot mu, yoksa eski bir roman karakteri mi, bilemeyeceksiniz."
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz