HAZ ve HIZ ÇAĞI
Haz, nefsin isteklerine boyun eğmek, hoşumuza giden her şeye sahip olmak için çalışmak.
Helale, harama aldırmadan sürekli haz peşinde koşanlar, gün gelir ıstırap kuyularında kıvranırlar.
Haz almanın olumsuz sonuçları da olur, yemekten çok haz alan oburlar zamanla obezite olurlar.
Sinirlenince ortalığı dağıtanlar, her şeyi kırıp dökenler, insanları hor hakir görerek incitenler belki anlık haz alırlar ancak sonradan vicdan azabı duyarlar.
Uygarlığın hızla geliştiği, bilim ve teknolojide baş döndürücü gelişmelerin yaşandığı bilgi çağı, aynı zamanda hız çağı.
Bilgiler, haberler, reklamlar da "hız" ve "haz" en çok vurgulanan kavramlar, iki kavram sanki hayatımızın merkezinde, döner dururuz çevrelerinde.
"Hız" ve "haz" tutkusu, "skor" ve "sonuç odaklılık" yüzünden yarış atları gibi tetikteyiz.
Hayatı hep bir yerlere yetişme telaşıyla hızla yaşarken yoldaki güzellikleri kaçırıyor, ıskalıyoruz. Çalışma, dinlenme, eğlenme zamanlarını dengeleyemiyoruz.
Hayatı dengeli yaşamak, çok önemli, skor ve sonuç odaklı yaşarsak ruhumuzu besleyecek güzellikleri kaçırırız.
Sadece hazza ve güzelliklere odaklanıp hedeflere ulaşmak için çabalamazsak yolu kaçırırız.
