MEKTUP
Giriş Tarihi : 09-09-2022 03:29   Güncelleme : 09-09-2022 03:39

Güzel Oğlum...

Yazan: Gülsüm Berk - GÜZEL OĞLUM...

Güzel Oğlum...

GÜZEL OĞLUM... 

Sevgili küçüğüm, küçük aslanım, can parçam, güzel oğul...

Daha miniciksin şu an, daha yaşının beşinci yılında... Bu mektubumu bir gün açıp okuduğunda kocaman olmuş olacaksın.

Belki evlenmiş, belki baba olmuş, belki de ben ölmüş bile olabilirim.

Sandığımın içindeki siyah kaplı defter de eline geçmişse bu mektupla beraber, bil ki artık yaşın benimle dertdaş olacak kadar büyümüş demektir.

Sana hep anlatacağım büyüdükçe ama 
sen büyürken ben de yaşlanacağım.
Daha şimdiden kaç kere ocakta demliği unuttum.
Kaç kere pilav yaparken yaktım tencerenin altını, haddi hesabı yok, bilmiyorsun .

Belki seni büyütürken unuturum diye, bu yaşına kadar olan seylerden bahsedip  biraz da nasihat edeceğim elbet.

Doğduğunda minik parmağın  elime dokununca biten bir ağaca yeniden yaprak oldun, dal oldun, meyve oldun sen.

Büyüdükçe yakışıklılığın da, ahhh oğul baş belası...

Daha şimdiden kocaman kızlar diyor beni alsana. 
Sanki öyle almak kolay da!

Annelerin daima istekleri bitmez, hep bir şeyler bekleriz sizden. 
Ben de evlâdım olarak seni görmek istediğim  yerde olmanı diliyorum.

Canım oğlum, bunca zorluğa rağmen ben sana hiç abdestsiz süt vermedim. Aşına haram karıştırmadım.Harama el uzatmadım. Benim de belki hatalarım vardır elbet ama hiç bir zaman bunu sana yansıtmadım .

Senden istediğim can oğlum, senin de bizler gibi harama el uzatmadan, adına kara çalmadan edebinle, adabınla,  ahlakınla  bu üç beş günlük dünyada temiz kalarak yaşayıp gitmen olacak çocuğum.

Biz anneler ne çok şey istiyoruz degil mi? Senden yine ricam, yakışıklılığını kötüye kullanma çocuğum.  Hayatında seni sevenler hep olacak biliyorum ama her zaman bir başka kadına ya da başkasının kızına bakarken anneni ve ablanı düşünerek bak çocuğum. 

Eğer birilerinin ablana art niyetle bakması hoşuna gitmiyorsa sen de kimsenin karısına, kızına yan gözle bakma oğlum. 

Hayattaki değerini  birilerinin peşinde koşarak harcama. Ben sana hiç haram süt içirmedim oğlum, bu konuda beni yanıltmazsın  biliyorum.
Senin hassas, naif bir yüreğin var. Annesine huzurum diye sarılan bir cocuksun, gelecekte de sevdiğin insana öyle ol çocuğum.

Ahh çocuğum! O siyah deftere ne çok anılar, ne çok acılar yazdım. Sana bunu yüklemek istemezdim ama o küçücük elinle dudağımı gülücük yapıp üzgün müsün diye sorardın ya, ahh sana hep yalan söylerdim. 'Mutluyum' diye ikimiz  de gülerdik ya,  hah işte, o asılan yüzümün sebepleri yazılı orada.

Ne çok uzattım degil mi? Üfffff, kesin kafan da şişti ama  ben seni ipek bezlere sarmasam da esen rüzgardan koruyarak büyüttüm.

Sana dokunurken hiç ellerim kirli olmadı. 
Saçlarına dokunurken içime huzur dolardı,
yanaklarını hiç öpmedim mesela bebekken.
Saçlarından  koklayarak  öptüm. Hassas yanlarını, o naif kalbini insanlardan saklamanı istiyorum çocuğum.

Her zaman sağlığına dikkat ederek beslenip sporu da dahil et hayatına ve naif çiçeğim, sakın ola insanları kendinden çok sevip bağlanma.  Bu  teraziyi iyi koru be çocuğum! En sevdikleriniz canımızı en çok yakanlar oluyor. Sev ama hakettiği kadar olsun bu daima...

Artık yavaş yavaş bitireyim.
istiyorum. Bir kitap kadar yazı okuttum sana, bilirsin işte;sözlerim de hep uzun uzun olur ya...

Bu mektubumu her okuduğunda, sana kokulu kokulu sarıldığım gibi sarıl çocuğum. Hep yanında sakla. Yüregimden dualarla yazdım onu sana.

Önceden de dediğim gibi okurken sakın ağlama. Belki yanımda olmayacaksın, belki çok uzakta...
Ama unutma bebeğim, sen duamda saklısın, mektubumu da duam gibi sakla.

Seni yüreğimin en ücra köşesinde dahi seviyor, gözlerinden mmmaahhh öpüyorum, sağlıcakla...

Annen Gülsüm'den, sana...

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi