GÜMÜŞ RENKLİ GECELER
Çok yetkin bir ızdıraptı bu
Durmadan başımı döndüren
Gözlerime tutkulu damlalar süren
Soğuk bir el gibi sırtımda ürpertiler uyandıran
Beyazın siyaha boyanması
Gecenin ayaza kesmesi
Uzak güneşlerin solgun ışıltısı
Sert bir rüzgârın eşlik ettiği yağmurun ıslaklığı
Bütün arayışlardan eli boş dönmek Sessizliği bozan hıçkırıklar
Bir kafatasının kurtlanmış çılgın düşlerden arta kalan dağınıklığı
Ve yerinden çıkmak için debelenen kalp atışlarının vahşi çırpınışıydı
Çok yetkin bir sevdaydı bu
Görkemli mavi bir gökyüzünün eşlik ettiği deniz dalgalarının köpüğü kadar beyaz
İki yıldız arası kadar uzak
Güneş ve ay ihtişamında serin bir güzellik koyulaşmış orman ıssızlığı
Gümüş renkli gecelere düşen ahenk
Bütün kuşların aynı şarkıya başlaması
Yıldız ordularının lacivert bir gecede art arda parlayıp solan yenilgisi
Kadife sesli bir dudağın seslenmesi Hücrelerime dolan hayat
Ve sessizce yaklaşan ölüm marşıydı
Çok yetkin bir gerçekti bu
Çıldırmanın gerçeği
Yaşamın kara demirinden kesilip
Bütüncül bir sesin ritimleriyle ruhuma dokunan
Acı veren kesen kanatan
Ama muhteşem bir güzellik ve görkem kumaşına dönüşmüş
Kırık bir aynanın son gösterdiği
Göğü ayakta tutan
Denizin dalgalarında can veren
Her yağmurdan sonra yeniden dirilen toprağın kokusu
Baharın kucağından fışkıran can alıcı renkler
Ve beni öğüten kafamın içindeki dibek taşıydı.