GİDİŞ BİLETİNİN HÜZNÜ
İnsanlığa Bırakılan Boşluk
Elimde iki bilet; biri gelişi müjdeliyor, diğeri ise kaçınılmaz gidişi. Geliş ânını hatırlıyorum; yeni bir dünyaya açılan gözlerimde beliren o tarifsiz merak ve heyecan... Ağlamıştım o gün, belki de bu uzun ve meçhul yolculuğun bilinmezliğine, belki de bu dünyaya bırakacağım izlerin ağırlığına dair içgüdüsel bir hüzündü o.
Aradan geçen yıllar su gibi aktı. Yaşadım, doyasıya yedim içtim. Dostluklar kurdum, kalbimi ısıtan sevgiler yeşerttim. Bir yuva kurdum; kahkahaları evimde yankılandı, minik eller hayatıma anlam kattı. Zaman aktı ve aynada gördüğüm yüz çizgileri, o ilk günkü taze çehreden çok uzaktaydı. Yaşlandım.
Geliş biletim artık anılarda soluk bir hatıra iken gidiş biletim hâlâ duruyor. Ne zaman kullanılacağını bilmediğim ama varlığını her an hissettiğim bir gerçeklik. Ve şimdi o kaçınılmaz an yaklaşırken, içimi derin bir hüzün kaplıyor. Çünkü biliyorum ki giderken yanımda götürebileceğim hiçbir maddi varlık yok. Ne biriktirdiğim servet ne sahip olduğum makam, ne de inşa ettiğim evler... Hepsi bu dünyada kalacak.
Peki, bunca yıllık yaşamımda insanlık için ne yaptım? Gidiş biletim elimdeyken bu soru, vicdanımda yankılanan bir feryat gibi yükseliyor. Sevdim, sevildim evet. Kendi küçük dünyamda mutlu bir yaşam sürdüm. Ama bu, evrensel bir faydaya dönüştü mü? Başkalarının hayatına dokunan, onların yükünü hafifleten, dünyaya daha güzel bir miras bırakan bir eylemim oldu mu?
Belki bir çocuğun gözündeki umut ışıltısı oldum. Belki bir dostun zor anında omuz verdim. Belki de sadece kendi küçük çevremde iyilik tohumları serptim. Ama bu yeterli mi? Bu koskoca dünyada, bu sınırlı ömürde, insanlığın ortak geleceğine dair ne gibi bir katkım oldu?
Gidiş biletimin hüznü, işte tam da bu noktada derinleşiyor. Çünkü biliyorum ki, bu dünyadan ayrılırken arkamda bıraktığım boşluk, ne kadar sevildiğimle değil, ne kadar faydalı olduğumla ölçülecek. Geride bıraktığım eserler, yeşerttiğim umutlar dokunduğum hayatlar... İşte asıl miras bu olacak.
Henüz geç değil. Gidiş biletim hâlâ cebimde dururken, insanlık için bir şeyler yapma fırsatım var. Belki büyük çaplı değişimler yaratamam, ama küçük adımlarla bile olsa bir fark yaratabilirim. Bir fidan dikebilirim, bir ihtiyaç sahibine el uzatabilirim, bir çocuğun eğitimine destek olabilirim, bir haksızlığa ses çıkarabilirim.
Unutmamalıyız ki bu dünyaya gelişimiz bir başlangıç, gidişimiz ise bir sonuçtur. Ve bu sonuç, sadece kendi hayatımızın muhasebesi değil, aynı zamanda insanlığa bıraktığımız izin de bir yansımasıdır. Gidiş biletimizin hüznü, bize bu gerçeği hatırlatmalı ve her anımızı insanlığa faydalı olacak anlamlı eylemlerle doldurma sorumluluğu yüklemelidir.
Çünkü sonunda yanımızda götüreceğimiz tek şey, kalplerde bıraktığımız sevgi ve iyilik tohumları olacaktır.
Gidişin Gölgesi
İki bilet tuttum elimde sıkıca,
Biri gelişte yaş döktü usulca.
Ağladım o gün yeni bir nefesti,
Bilinmez yolların ilk hevesi.
Yıllar su misali aktı derinden,
Yedim içtim yaşadım gönülden.
Dostluklar kurdum sevda filizlendi,
Yuva kuruldu, neşeyle inledi.
Aynada bir yüz ki zamanın izi,
Gelişin coşkusu mazinin sesi.
Gidiş biletim durur hâlâ saklı,
Ne zaman çalacak o son ıslık?
Yanımda götüremem ne bir servet,
Ne bir makam, ne de bir mülk heybet.
Giderken elim boş kalbimde bir sızı,
İnsanlık için ne kaldı gerisi?
Sevdim sevildim kendi dünyamda,
Mutlu bir ömür sürdüm bu yuvada.
Ama bu kucaklaşma, bu sıcak nefes,
Evrensel bir iyiliğe dönüştü mü peki?
Belki bir çocuğun gözünde bir umut,
Belki bir dostun omzunda bir avut.
Küçük iyilikler serptim etrafa,
Yeter mi bu bu koca hayata?
Gidişin hüznü çöker içime derin,
Arkamda kalacak boşluğun nedeni.
Ne kadar sevildim değil ölçüsü,
Ne kadar “faydalı oldum”dur bütünü.
Eserler bıraktım mı kalıcı,
Umutlar yeşerttim mi yarınlara alıcı?
Dokundum mu bir kalbe derinden,
Bir iz bıraktım mı bu yeryüzünden?
Henüz geç değil bilet duruyor elde,
İnsanlık için bir şeyler ekmeliyim her halde.
Belki bir fidan belki bir sıcak el,
Belki bir çocuğa uzanan bir el.
Unutma ey insan geliş bir başlangıç,
Gidiş bir sonuç, hem de çok açık.
Bu sonuç sadece senin değil inan,
İnsanlığa bıraktığın bir nişan.
Gidişin hüznü bir ders olmalı bize,
Her anı doldurmak gerek iyilikle, özenle.
Çünkü sonunda yanımızda kalacak olan,
Kalplerde yeşeren sevgi dolu bir orman.
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz