GELİR HABERİ
Bu dünya bir handır, bir mola yeri,
Bu alemde ne varsa, Mevla’nın eseri
Her ayrılık, yeni bir buluşma, gelir haberi
Kimi suspus, kimi ağlamaklı, kimi neşeli
Her darbede savrulan kırmızı gül yaprakları
Karayel esintisine çarpılmış kandil misali
Bülbül suskun kalmışsa gülünden sessizliği
Meçhul de bir şeyler arar, bulur önünde kefeni
Gri bulutları yüklenmişse yatsı vakitlerin
Sensizlik/bensizlik/bizsizliktir hayallerin
Yaşam bir rüyadır nefes kadar cana yakın
Sanma uzak, gelir her başa, emridir hakkın
Çaresiz insan ölümün kapısında bekler
Hafızasına fısıldanıp çağrılan rüzgarlı sese
Bir vaadi andırıyor usulca sanki davet bekler
Geri dönmemek üzere çıkılacak bir sefere
Kollarında yalnızlık hareketsiz kalır bedenin
Bir leke olarak solar yüreğindeki hislerin
Dile gelir ellerin, ayakların ve gözlerin, sıkışır
Ruhun, arkasında konuşur bir bir uzuvların
Kör olmuş gözüm, ağlıyor, yanıyor özüm
Nefesimi kesen boğazım, düğüm düğüm
Acının dili yok feryat eder tükenmiş sözüm
Sonsuz bir yolculuk çıkar karşına, ani bir ölüm