DENEME
Giriş Tarihi : 01-01-1970 03:00

Duygusal Açlığın Ütopyası

Yazan: Aylin Özgür - DUYGUSAL AÇLIĞIN ÜTOPYASI

Duygusal Açlığın Ütopyası

DUYGUSAL AÇLIĞIN ÜTOPYASI 

Duygularını tam yaşayamayan insanın, duygu torbası hep boş kalıyor, bir türlü dolmuyor. Hep bir boşluk, hep bir hiçlik...

Toplum herkesi öyle bir savurdu ki; ne ağlamak isteyince ağlayabiliyor, ne yas tutabiliyor ne de mutlu olunca mutluluğunu doya doya yaşayabiliyor insan. Herkes yapıştırmış yüzüne sahte bir maske; hep aynı yüz ifadesi, hep aynı ezberlenmiş cevaplar...

Kalp isyanlarda... Zihin ise kendini o düşünceden bu düşünceye vurup durmakta, tam olarak düşünmesi gerekeni sürekli "şimdi değil" diyerek, her an ertelemekte.

İletişim de sekteye uğrayınca, 
bitmeyen "Nasılsa anlamazlar!" ya da "Ben kimim ki, fikrim önemli olsun!" ön yargılarıyla kendimizi, kendimizce hem yargılayıp hem de ipimizi çekiyoruz. 

İnsanın kendini bu boşluklarda bulması kaçınılmaz oluyor. 
Enerjisini kendi kendine yetmeye çalışarak harcasa, kişi hem mutlu olacak hem de umutlarını kişilere ve duygulara değil kendine bağlayacak. 
Çünkü kişi ancak kendi umuduna inanırsa mutlu olur. 

Bir deyim var, hepimiz sıkça kullanırız;
"Anlat ki bilelim." Ama anlatmaktan ziyade insanlar, anlatmak istedikleri şeylerin tahmin edilmesini istiyorlar. 
Bunu başaran var mıdır? 
diye sormadan edemeyiz. 
Yine karşımıza iletişim ve  iletişim çıkıyor. Ya da kafamızda kurduğumuz her neyse, herkese ve her şeye göre  yüzde yüz doğru olduğuna inandırırız kendimizi. 
Bir senaryo kurarız, iki senaryo kurarız...
Kendimizi de doğru olduğuna inandırırız.
Böylelikle duygu ütopyasında kayboluruz. 
İnsanları suçlarız ama herkes kendince suçludur
çünkü umutlarına değil, duygusal açlığını gidermek için uydurduğu senaryolara sarılmıştır!!!

Duygusal açlık ile, kendini tanımak arasında bir bağlantı var. 
Bunu farkeden insan, önce kendini tanımaya başlarsa, zamanla kendi kendine yetmeyi öğrenip enerjisini kendisini geliştirmek için kullanacak, bu sayede hem kendini değerli görecek hem de farklı bakış açısı kazanacaktır.
Dünya ve diğer insanlara  farklı bakıp her şeyi olduğu gibi algılayacaktır. 
Kafasında önceden  kurduğu senaryolardan çok uzak!..
Her daim bir umut vardır.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi