MEKTUP
Giriş Tarihi : 11-09-2022 02:21

Doria'm...

Yazan: Demet Mannaş Kervan - DORİA'M... 

Doria'm...

DORİA'M... 

Gönderen: Dumartku Iggsan, İnsanlık Ordusu, Lider Guda Birliği, Huanusu.

Alıcı: Doria Iggsan, Son İnsan Köyü, Siamatra.

                                        15/8/2330

Doria’m,

Seni çok özlüyorum. Meraktayım. İyi olduğunu, sağlıklı kalmayı başarabildiğini düşünmek istiyorum.

Şu an Huanusu bölgesindeyiz. Şimşek fırtınaları çoktan terk etti burayı. Chewenni’lerin silahları artık o kadar can yakamıyor. Ama duydum ki şimşekler köyümüze doğru geliyormuş. Yakında Siamatra’yı aydınlatacaklar, karanlık son bulacak. Lakin Chewenniler’in silahları şimşeklerden çaldıkları elektrikle güçlenecek, canınızı daha çok yakacak. Cesaretini kaybetme sakın. Dayan.

Ah şimşekler! Bir damlacık aydınlık için muhtaç olduğumuz şimşekler! Hem yaşamı aydınlatan, hem canımızı yakan silahlara mermi olan... Hem şükrümüz, hem bedduamız olan şimşekler!

Keşke yanında olabilsem; sana dönen işkence çubuklarının önüne siper olabilsem! O pis melezlerin, insanlara çobanlık etmek için üretilmiş Chewenni'lerin karşısına dikilip seni koruyabilsem!

Doria’m; yarın Huanusu’dan ayrılıyoruz. Yolumuz kuzeye, daha da kuzeye... Gittikçe uzaklaşıyoruz son insanların aydınlığından. Karanlığa yaklaşıyoruz. Acının içinden geçmeden mutluluğa ulaşamayız diyor Lider Guda. Biz de geçmeye gidiyoruz.

Gittiğimiz yönde sadece  Chewenni’ler yok. Buralarda kötülüğün askerleri , ölümsaçanlar kol geziyor. Dünyaya ayak bastıkları güne lanet olsun. Ama suç bizde. Direnemedik, dünyayı ele geçirmelerine mani olamadık.

Ölümsaçanlar! Galaksinin parazitleri! Hayvan embriyolarına insan kök hücrelerini enjekte edip ilk kimerik organizmaları ürettiklerinde anlamalıydık başımıza gelecek kötülüğü. Ama korkma! İnsanlıktan melez köleler ordusu yaratmalarına daha fazla müsaade  etmeyeceğiz. Türümüzü yok edemeyecekler. Çünkü biz silahlarımızı umutla doldurduk, cephanemiz aşk.

O gün yapamadığımızı yapmaya gidiyoruz. Başaracağız.

Bir dost kazandım burada. Adı Tugine. Siamatra’da marangozluk yapıyormuş. Sen belki tanırsın. Ben daha önce hiç karşılaşmadım. Eh, yürümeyi öğrendiği günden itibaren gözcülerin yanına verilen bir insanın köyünü tanımaya fırsatı olmuyor. Köye bekçilik etmekten, gözlerim kimseyi görememiş. Bir sen hariç!

Ne diyordum? Tugine. O da benim gibi, aşık yani. Benim Doria’m varsa, onun da Sanşa’sı var! Durmadan onu anlatıyor, ben de seni. Düşmanla kurşunlarımız çarpışırken, bizim de sözcüklerimiz çarpışıyor sürekli.

Ah Doria’m! Özlem ne zor şey! 

Dayan. Chewenni’lerin sizi zapt etmek için uyguladıkları işkencelere göğüs ger. Açlığa, hastalıklara katlan. Sabret. En kuzeye ulaşıp karanlığın ardına geçmeyi, ölümsaçanların meclisini başlarına yıkmayı başardığımız gün tüm acılar sona erecek. Dünyayı yeniden insanlar ele geçirecek, gökyüzünü şimşekler değil, yaşlılardan dinlediğimiz güneş aydınlatacak yine. Bahçemizde bitkiler yeşerecek. İhtiyar Dobomi'nin çizdiği çiçeği hatırlıyor musun? Gül... Gül fidanı ekeceğim ilk iş. İlk açan tomurcuğu kesip kulağının arkasına yerleştireceğim. 

Dedim ya; burada hepimiz aşkla savaşıyoruz. Geride bıraktıklarımızın aşkı olmasa, ne yaşatırdı ki bizi burada? İçimize bu yüksünmeyen cesareti ne verebilirdi?

Doria’m, güzel karım! İyi bak kendine.  Koruyabildiğin kadarını koru, kollayabildiğin kadarını kolla. Ama ne olur, bana kızıl saçlı Doria’mdan geriye birşeyler sakla. Yarım kalsak bile korkma! Benden arta kalanlarla sana döndüğüm gün yine tam olacağız.

İnsan kalmayı başarabilmiş son insanlar olarak şenlik yapacağız. Artık hiç kimsenin dünyaya çocuk getirmeye korkusu kalmayacak. Çoğalacağız. Ve dünyamızı yeniden kuracağız.

 O güne kadar bekle beni, söz veriyorum, döneceğim.

              Seni tutkuyla seven,
                       Dumartku

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi