ŞİİR
Giriş Tarihi : 09-12-2023 13:26

Bu Yürek Kör Bir Öğretmen / Belgin Şimşek

Belgin Şimşek -BU YÜREK, KÖR BİR  ÖĞRETMEN

Bu Yürek Kör Bir Öğretmen / Belgin Şimşek

BU YÜREK, KÖR BİR  ÖĞRETMEN

Her çarpışma bir 
çökelti 
bu dudak 
ömürden taşanı söyler.

Zaten aşk dediğin farklı bir başkalaşım.

Kalbinin toprağıdır gideceğim sonsuzluk.

Seni kaleme alsam; gölgen uzar 
akıl ve mantığın dizleri yorulur.

Lal olur sözün öznesi, dudağının dal ucunda gönderme yapar
imgelerin.

Ve bu yürek kör bir öğretmen ömür oynatır.

Evirip çevirip okuyorken bahtımı,
neyin tesadüfü bu rastgelelik?

Kimden bu ilham?

Yalnızlık ki geceye teslim, kim çeker ki yasını?
Sakıncalar doğurur.

Kaç katışıklık 
örter çıplaklığını?

Mümkün mü kalbine koşup hoplamak?

Eyyy aşka içre olup,
aşkı bilmeyenim!
Bir tek cümleden ibaretmişiz.

Dağ gibi yaklaş,
yaslandığın kadar kifayetim.

Say ki yalnızlığın değiş tokuşu, 
yüzüme yüzüne ört.
Bir soluk getir
vardır bir ortaklaşmacalık.

Bir çeşit intihar değil mi buğulanmak?

Sabahın kör karanlığı 
ve birazdan damlayacak şafak, 
yüreğimi sündürüp çeke çeke.

Kızdırma evrenin  olgunluğunu!

Gün ve gün 
umut saçan güneşedir  gayretim.

Zor susar dağlarında nazik gelincik.

Gözlerimde çimlenen şaşkınlık.

Çimeni gebe bırakan yağmurun gücüne bak!

Yalvarabilir miyim
diz çöküp kalbimin üzerine?
Topla beni güneşin kızıl dudağında!

Gölgelerim rehin kalır.

Eyy aşkımın arsız tonu!
Dilinde bir refleksi var.

Nerede makam, nerede perde?
Suçlu  bakışlarının yargıcı değilim.

Zamanın azgın dişi kemirirken şu ömrü.

Sen hangi imgedesin?

Yap bir gırtlak vuruşu,
bizi noktalayan.

Bir bir mısra dirilsin harfin dudaklarından.

Çorak gönlü yeşerten aşkın ırmağına ak!

Damıtılmış bir dünya var; insanı  taşıyan.

İçinde gizlenmiş vahşi huylarıyla, 
ateş külde gizlenir. Beni bu ihtimaller korkutur.

Keyfi kaçar soluk borumun, vaktine ömür biçer.

Kış bastırır yollara.

Gözünün ağ katmanında geceler.

Düşerken şafağın kollarına bak insiyatifimi kaybettim!

Kendi kuvvetime bağlı hayal gücüm.

Ser verip,
sır vermeyen duygulara.

Nasıl bir senfoni bu
söndükçe dirilen?

Şöyle hayat, hangi amacı güdüyorsun bilmem?

Sen, her gün yeşillenirken;   
adım adım yokluyorsun avazlarımı.

Bam telime dokunma adım  atmam için.

Ömre sınır çizmem,
sürgümü kilitlemem,
örgülerim ırmağına tabi, bilesin…

Akıtıver, yol ver! Toplayayım  düşen her damlamı.

Gel de sarılma,
tohumlarını serperek yaşamın sırlı
kanatlarına.

Gel de vazgeç!

Her diriliş bir doğum.

Her aşk kalpte bir adak,
ve ben kansız 
kurbanım.

 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi