BİLİR MİSİN
Uğur böceğinde yedi küçük nokta olduğunu bilir misin sen?
Yedi mevsim seninle...
Henüz adı konulmamıştır sevdanın,
Yedi diyar,
Sonunda hep sen,
Uçurumlar...
Şiir kokar kadınlar,
Yahut karanlığın en dibi...
Terketmek kendini,
Sarılmak yalnızlığa...
Kaç kartal var bilir misin bir serçenin sırtında?
Deli gömleği nasıl giydirilir sevdaya?
Ben mahkumu firari fikirlerin,
O mekânın asıl sahibi.
Mülteci yüreğim kaç parçaya bölünür?
O gözlerde erirken...
Bilir misin sen?
Maviler giydiriken düşlere,
Kelimeler hep çıplak,
Nasıl da utanır yalnızlıklar...
Eylül nasıl gelir?
Hazan nasıl örseler,
Savurur kimsesizliğimi.
Sahi bilir misin sen?
Kaybolmak hiçliklerde.
Hep geç kalmak birine
Ve hiç kimse için acele etmemek bir daha…
Kaybolmadan en tenha sokaklarında şiirlerin,
Sığmazdım mısralara,
Taşınırdım
Dağlara, şehirlere...
Kaç ömür harcamışım bilir misin sen?
Kaç yıl benden habersiz.
Yürekte ayak izi kimin?
Kimden kalma bu yara?
Yazamadıklarım var daha...
Hüzzamlara gömülmüşüm…
Tezenem kırık,
Meyvesiz ağaçlar avutmuş beni,
Çorak yürekler.
Yaprak dökmüşüm hazanda,
Kaç dalım kırılmış?
Nice eylüller saklamışım gönlümde.
Kaç şiiri katletmiş cellatlar?
Ben hep ölmüş,
Dirilmişim,
Seni konuşurken ayla,
Sayarken dakikayı ayları,
Ömrümden kaç yıl göçmüş öteye?
Akrep sokmuş yelkovanı her gece,
Ölümü bekler gibi beklemişim,
Heybemde umutlar,
Keşkelerle...
Geceyi sallamışım dizimde,
İbrahim olmuşum ateşte,
Ben Yusuf'um kör kuyularda,
Sular hasret kalmış damla suya…
Cansuyum,
Ciğerparem,
Sebepsiz sevmişim
Bir çocuk mahzunluğunda,
Yüreğim avuçlarımda...
Sen o mâlum şehirde,
Ben izini sürüyorum
Yitirdiğim zamanın,
Bekliyorum hâlâ.
Aklımda goncagüller topladığım gülüşler,
Kirpiklerime kadar bulanmışım sevdaya.
Bekliyorum!
Lakin yağmur yağmaz hiç bizim oralarda.