BERGÜZAR
Sinemde yaralar, yardan bergüzar,
Omzumda çileler, hepten işgüzar,
Çırpınan yüreğim çeker ahüzar,
Akıyor gözyaşım benzer sellere,
Harcadım ömrümü düştüm dillere.
Tabip şu yarama el sürme gayrı,
Yüreğim kanıyor, yoktur bir hayrı,
Lokman çare olmaz, olmuşum sayrı,
Akıyor gözyaşım benzer sellere,
Harcadım ömrümü düştüm dillere.
Sönmüyor sinemde, közüm dumanım,
Muhannete kanmam, yoktur gümanım,
Şeytana uymadım, vardır imanım,
Akıyor gözyaşım benzer sellere,
Harcadım ömrümü düştüm dillere.
Hâl sormayan yâre, yürek darılır,
Gelmeyen birine, nasıl varılır?
Gönül yarasına, tuz mu sarılır?
Akıyor gözyaşım benzer sellere,
Harcadım ömrümü düştüm dillere.
Özbekoğlu yanmış, neylesin buzu,
Oyun çoktan bitmiş, neylesin kozu,
Varsın eller gülsün, neylesin sazı,
Akıyor gözyaşım benzer sellere,
Harcadım ömrümü düştüm dillere.
***
Bergüzar: Anılmak için verilen armağan. Hediye.
İşgüzar: Yeri ve hiç gereği yokken, kendini göstermek, birine yaranmak için işe karışan (kimse).
Ahüzar: inlemek, ah etmek, ah çekmek, ahlayıp vahlamak, ah çekmek, sızlanmak veya dert yanmak, ağlamaktır.
Sayrı: Esenliği yerinde olmayan, sağlık durumu bozuk olan (canlı).
Muhannet: namert, alçak ve korkak manasında kullanılmaktadır.
Güman: muhtemelen, Varlığından ya da gerçekliğinden tam olarak emin olunamayan şeyler için güman kelimesi şüphe anlamında kullanılır.