AŞKIN ALEVİSİ
Düşünmüşlerdi ama düşüncelerinden çalacak hiçbir şeyleri yoktu.
Soluklarının içinde hapsolmuş gibiydiler.
Biri erkek, biri kadın el ele denizin kıyısında yalınayak... Tek bir vücut gibi birbirlerine sokulmuş olarak hafiften bir rüzgar saçlarını okşarken gizliden...
Güneşin altında mor ötesi bir rahatsızlık vardı sanki
Kıyıdaki taşlarla birlikte kumların yansıyan parlak şekillerinde
ve bir bulutun yarı aydınlık gölgesinde öylece
kahreden bir karara doğru sessizce yürüdüler...
"Alevi olmak günah mı?" dedi adam kızın kulağına adeta haykırarak...
Kız siyah saçları boynunu sararken tek damla yaşını usulca sildi. Sigarasının külü rüzgarda ateş böcekleri gibi savruldu.
Tek bir bulutun yarı aydınlık gölgesinde öylece.
Her ikisi de denize doğru bakarken sessizce...
Olasılığın merhameti yoktu bu yüzden.
Şimdi dalgalara sarılarak başlayacaktı yaşamları...
Hayata yeni bir ışıkla bakmanın zamanı gelmişti artık. Yola çıkmadan sanki geri bir dönüş gibiydi bu.
Öfke ışığın ölümüydü bunu iyi biliyorlardı.
Bu yüzdendir ki hiç öfkelenmeden...
Kaderine kilitlenmiş günahların var edildiği
yoktan sebeplerle temizliği kirlenmiş arzuların sırları içinde.
Adeta kendilerine kavuşmak için büyüyen çocuklar gibiydiler...