ANNEM
Üşür ellerim
Vakte sığmazım
Dökülür fidelerim
Gün toplarım avuçlarıma
Kaç bayram geçer sensiz
Solar
Karanfillerim
Yeşermezim
Ağır adımlar takılır ayaklarıma
Sürüklenir duygularım
Beyaz evin kırık penceresinde
Gök mavisini izlerim
Yıkılır hasretten düş kırıklarım
Uzak bir köy evinin toprak kokan kirecinde
Kalır aklım
Annemin kokusunu duyumsarım
Babamın sesini
Kayıp toprağa düşer umut
Gözlerimden
Özlemle yoğrulurum
Boşluğa düşerim ansız
Amansız yokluklar gibi
Geçer gözlerimde suretin
Bakmaya doyamadığım
Yemyeşildir şimdi bağlar
Dutlar yapraklarını terketmemiştir henüz
Pınarlar bıkmamıştır akan suyundan
Yorgun telaşsız
Eski konakların demir pencerelerinden
Ötüşürken kuşlar
Bir kekik kokusudur yayılan içime
Bir keven kokusu yarı yanık
Selviler nasılda aşkla melodisini mırıldanır
Her rüzgar esişinde
Irgat tarlalarında gül kokulu yüzler
Kaç ürünün bereketidir
Ellerindeki nasır
Yanar ateşi geceden savrulan şafaklara
Patikasına düşerim
Bir sevda tadında yaşamın
Harman harman çoğalırım
Emekçinin ellerinde
Savrulurum sarı buğday başaklarından
Annemin ellerinden yoğrulurum
Sevginin tadı kalır damaklarımdan
Bir busenin tadı gibi
Sonsuz
Çocukluğum koşar yarınlarımdan
Sessiz adımlarla uzaklaşır
Dünler beni anlatır yarınlarına
Geceden yıldız kayar
Bayram salıncağında şarkı söylerken çocuklar
Birden tutuşur zaman
Yanar umut yanar emek yanar aşk
Hadi gel yeniden kucakla beni yeniden sev
Annem
Geceden savrulur umut bakır tencerelerden
Söylerken deyişlerini dönen semahtan
Uyku akar buğulu gözlerinde gül yanaklı yavruların
Alışılmıyor yokluklarına
Eksiliyor gün
Eksiliyor güneş
Hiç bir şey eskiyi yaşatamıyor
Hiç bir düş azaltmıyor acıyı
Annem