ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 22-08-2022 17:17   Güncelleme : 22-08-2022 17:26

Alien (Uzaylı) Uyduları

Yazan: Aylin Özgür - ALİEN (UZAYLI) UYDULARI 

Alien (Uzaylı)  Uyduları

ALİEN (UZAYLI) UYDULARI 

Dünyanın gidişatını gözlemlemek zamanımı alsa da, "Şu dünyalılar çok eğlenceli varlıklar, yenilikleri bitmiyor, her an farklı bir şey oluyor hayatlarında, bir de biz dünyayı istila etsek, bak sen cümbüşe" işini yapan uzaylı bunları her an dünyayı gözlerken aklından geçiriyordu bazen de sesli düşünüyordu. 

Görev verilmişti ona, bir yıl boyunca günün 18 saati dünyadaki insanları gözlemleyecekti. İşi bitince gözlemlerini de rapor halinde sunacaktı, bu yüzden işini titizlikle yapmaya gayret ediyordu. 

Uydusunu Dünya’ya doğru çevirdi. 
Fark edilmesin istiyordu bu yüzden uydusunu milyon kilometre uzağa koymayı uygun buldu. 

Her gün raporunu yazar, gizli dosyaların olduğu kasasına koyar, sonraki günü planlardı.
Yedi kıtadaki insanları çözmeye ve onların hayatını öğrenmeye çalışıyordu. 

Sıra kuzey Amerika kıtasına gelince oradaki uzay araştırma kurumuna yakalandı. 

Onunla bağlantı kurup neden Dünya'yı gözlemlediğini sordular 

İngilizce bildiğinden onlara cevap verdi. 
"Bana görev verildi, bu yüzden sizi gözlemliyorum" 
Amerikalılar şaşkın şaşkın "Neden araştırıyorsun peki?" diye sormadan edemedi.

Uzaylı, "Bunu size söyleyemem" dedi. 
Amerikalılar bu cevap sonrası gerilip korktular. 
"Dünyamıza gelme planınız mı var?" birden sorma gereği duydular. 

Cevap ise, "Hayır, arada geliyoruz zaten, siz bizi fark etmiyorsunuz, sadece aracımızı gördünüz birkaç kez bunu da kasıtlı yaptık, tüm evrende tek siz yaşamıyorsunuz." uzaylı bu cevabıyla dünyalıları susturmayı hedeflediyse de sorular birbirini kovaladı. 
"İsminiz nedir, size nasıl hitap edelim?" diye sordular, maksatları güvenli ortam oluşturup bilgi almak. 
"İsmim X22X" diye cevap verdi. 
"Sizden daha fazla bilgi almak isteriz, sorularımız var mesela hangi gezegende yaşıyorsunuz?  Ne yer ne içersiniz?  Dünyamız hakkında düşünceniz ne?" uzaylı bu soruları bekliyordu ama Dünyalılar onun kadar zeki değillerdi bunun da farkındaydı. 
"Siz Dünyalılar, isteseniz çok güzel insanlar olabilirsiniz ama siz yine kendinize engeller koyup egonuza yeniliyorsunuz, her defasında bunu yapıyorsunuz. Biz yapay yiyecekler yiyoruz, ortalama ömrümüz 50 yaş ve uyku için sadece 5 saate ihtiyacımız var yani günün uzunluğu herkese göre farklı siz de mesela 24 saat bizde ise arada 30 saat oluyor. Siz Mars’ta hayat arıyorsunuz, yanlış yerdesiniz desem, daha da hırslanıp aramaya devam edeceksiniz biliyorum. Biz, dünyadan adam kaçırdık ve onlar kanser hastasıydı, onları laboratuvarımızda iyileştirdik. Kansere de her şeye kattığınız katkı maddeleri sebep oluyor. Siz kendi kendinizi yok ediyorsunuz bir bilseniz. Bir de sizin manevi duygularınızı da unutmamak gerek, ilgisizlik, sevgisizlik, üzüntü, suçluluk ve stres. Siz egonuza tapacağınıza ruhunuzu önemsemiş olsaydınız, dünyalılar daha mutlu olurdu." deyip Dünyalılar ile sohbetini sonlandırmayı düşündü. 

Dünyalılar şaşkındı. Yaşadığı gezegeni kasıtlı olarak söylememişti, kendi ırkını tehlikeye atamazdı.
Dünyalıların hırs yapıp peşine düşeceklerini biliyordu. 

Duydukları her şeyi değerlendirme gereği duyup, tüm uzay kurumu çalışanlarını toplayıp toplantı yapacaklardı. 

İnsanoğlu yine ondan üstün bir ırk olabileceğini kabullenmek istemiyordu. 

Oysa daha Mısır Piramitlerinin gizemini çözememişken, uzayın derinliklerinde neyi gözden kaçırdık derdine düşeceklerdi üstün egolarıyla birlikte!

(Devamı edecek) 


            

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi