GEZİ YAZISI
Giriş Tarihi : 16-11-2022 22:19

Ah Şöyle Bir Dinlesek İstanbul’u

Yazan: Dilek Tuna Memişoğlu -AH ŞÖYLE BİR DİNLESEK İSTANBUL' U

Ah Şöyle Bir Dinlesek İstanbul’u

AH ŞÖYLE BİR DİNLESEK İSTANBUL' U

Yağmurlu bir İstanbul gününden biz de nasibimizi alıp biraz ıslanıyoruz.
Bu şehrin yağmuru, lodosu da sanki bir başka güzel.

Lodosun ardından inen her bir damla, ağaçları, işine gücüne koşturan insanları, Boğaz'daki vapurları, kayıkları ayrı ayrı yokluyor.
Bir grilik kaplıyor şehrin üstünü.
Üsküdar’da Kız Kulesi'nin karşısında çay, kahve bahçeleri var.
Uğrayıp soluklansak ama bu havada nasıl olur, bilemiyoruz.
“En iyisi başka zamana” deyip, köprüden geçip gitmeye hazırlanıyoruz.

Tam o sırada gelen bir dost telefonu.
Ankara’dan sonra İstanbul’da da görüşme fırsatı buluyoruz.
Sevdiğim semt Üsküdar, bu yolculuğumuzda da bizi bırakmıyor işte…

Bu kez Kız Kulesi'ne karşı değil de, Boğaz'a uzaklardan bakan sıcacık bir evde biraz gülüp, biraz dertleşerek çayımızı, kahvemizi içiyoruz.

Yağmurla yıkanan İstanbul’u izliyoruz.
Şöyle bir yıkansa, bir yıkansa, fazlalıklarından, tüm ağırlıklarından, kahrından, acısından, sakladığı türlü sırlarından arınsa

İstanbul…
Sabaha tertemiz uyansa, ışıl ışıl güneşin elinden tutup, tüm mavi ruhuyla karşılasa insanlarını.
İçimden öyle geçiriyorum.
O akşam, günü Üsküdar’da bir dostun evinde uğurlarken daha dingin bir İstanbul hayali kuruyorum.

Bu denli yükü kaldırmakta zorlanan bu narin şehir sessiz sözsüz anlatmaya çalışıyor derdini…
Ah bir dinlesek şöyle İstanbul’u…
Gözlerimizi kapatmadan, yüreğimizi açarak…

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi