ANI
Giriş Tarihi : 24-11-2022 15:30   Güncelleme : 24-11-2022 15:39

24 Kasım Öğretmenler Günü

Yazan: Hayri Bostan -24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ

24 Kasım Öğretmenler Günü

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ

​​​​​​24 Kasım’ın öğretmenler günü ilan edilişinin ikinci yılında öğretmenliğe başlamıştım. Daha dün gibi geliyor bana. Göreve başladıktan on altı gün sonra öğretmenler günüydü. Okulda çömez olduğumuz için olsa gerek, beni okuldan iki bayan öğretmenle birlikte Taksim’e Atatürk Kültür Merkezi’ndeki törene görevlendirmişlerdi. Öğretmenler salondan ayrılmasın diye kapıları kilitlemişlerdi. Demek ki bizleri orada tutacak bir cazibesi yoktu programın.

Elinde eskimiş bir çantasıyla emekli bir öğretmen konuşmuştu ama ne konuştuğunu hatırlamıyorum.

Okullarda kutlanan öğretmenler günleri daha bir neşeli ve heyecan verici oluyordu; ama bazı öğretmenleri öğrenciler tarafından hediyelerle ve çiçeklerle ödüllendirilmeleri, bazılarına ise bir şey verilmemiş olması burukluklara yol açıyordu. Sınıflarda bu hediye olayını öğrencilere çıtlatanlara geliyordu hediyeler. 

O yıllar çok gençtik ve öğrencilerle diyaloğumuz da iyiydi. Onun için bana da çiçek, kalem, kitap gibi hediyeler verildiği çok oldu. Ama ben öğrenciden hediye kabul etmekten çok onlara hediye vermekten mutlu oluyordum. İnanması zor ama gerçekten öyleydi.

Bir öğretmenler gününde öğrencileri bahçede sıraya sokuyor, sükûneti sağlamaya çalışıyorduk.

Önümdeki kız öğrenci sırasının ön taraflarında bir kargaşa vardı ama ne olduğunu anlamadan dinlemeden onları uyarmıştım. Meryem adında kırmızı yanaklı, sevimli bir öğrenci adeta bana fırça atarcasına: “Hocam! Size hediye aldık. Onunla ilgili konuşuyoruz” gibi bir şey söylemişti ve çok utanmıştım. O öğrencinin o andaki yüz ifadesi hala gözlerimin önündedir. 

İstanbul koşullarında hayata tutunmaya, neredeyse maaşımızın tamamına yakınını kötü bir eve kira ödeyerek görevimizi yapmaya çalışıyorduk.

Şimdi bakmayın öyle herkesin şikâyetçi olmasına. En fazla kira veren maaşının yarısı kadar ödüyor; ama doğalgazlı, tertemiz konutlarda oturuyorlar. Ama İstanbul’da sanırım yaşama koşulları fazla değişmedi.

Öğretmenler günü deyince hatırlatmakta yarar var. Dünya Öğretmenler Günü 5 Ekimde kutlanır. 12 Eylül 1980’de darbe olmuştu. 1981 Atatürk’ün doğumunun 100. Yıldönümüydü. Bütün binalara Atatürk’ün doğumunun 100. Yılı yazmak adeta moda olmuştu. Bir yıl geçince de 100 rakamını 101 yapmaya, bir yıl daha geçince 102 yapmaya çalışıyorlardı. Işıklı levhalarla böyle oynanınca da orijinallikleri bozuluyordu. Daha sonra bir kararla bunu 100. Yıl olarak dondurdular da bu komedi de son bulmuştu…

Bu yıl Türk usulü Öğretmenler Günü’nün 41. Yıldönümü oluyor. Ben ise emekli olalı beş yıl geçmiş. Bakalım binlerce öğrencilerimizden bizi kaç kişi hatırlayacak. Hiçbir beklenti olmadan, tamamen sevgi ve saygıya dayalı hatırlama olacak mı, göreceğiz.

Eski öğrencilerimizle zaman zaman bir araya geldiğimizde hangi öğretmene, not konusunda işlerini kolaylaştırması için ta evine kadar neleri hediye olarak götürdüklerini anlatıp gülüşüyorlar. Ben bu tür anlatıları dinleyince anlatamayacağım kadar rencide oluyorum.

Öğretmenler ve din görevlileri kesinlikle hediye kabul eden değil, hediye veren olmalıdırlar. Ben bunu bilir bunu söylerim.

Edebiyat derslerine girdiğim bir kız sınıfı vardı. Sadece edebiyat değil, Arapça ve sınıf öğretmenliği ile birlikte haftada toplam sekiz saat derslerine giriyordum. Onlara canlı bir edebiyat sohbeti sağlamak için rahmetli hocam Mustafa Mirasoğlu’nu taksi kiralayarak tâ Şirinevler’den İstinye’ye getirmiştim. Ayrıca hocamızın kitaplarından cebimden parayla temin ederek öğrencilerime hediye etmesini ve imzalamasını sağlamıştım. Öğretmenler odasında gerçekleştirdiğimiz o toplantıda kiraz ikram etmiştik. Onu da cebimden karşılayarak yapmıştım. Bu riya değil, bizim yaklaşımımız böyle idi ve hep böyle olmuştur.

İnsanlara yaranmanın fıtratıma hiç uymayan belli yolları vardır. Biz onlara hiç tevessül etmedik. O yollara tevessül etmek benim fıtratıma aykırıdır. 

Şimdi “Aklım Yollarda Kaldı” adında bir kitabım yayımlandı. Ben bu olaydan çok mutlu oldum. Ama bu mutluluğum, kitabın sevdiğim ve değer verdiğim insanlarla buluşmasıyla daha da artacaktır. Kitabın satışında bir kuruş kârım yok ayrıca. Sadece kitap satış sitelerinde kaç tane satın alındığı yazıyor ya. O da bize herhalde mutluluk verecek bir olaydır.

Bence haklı bir şöhretin sahibi Şair Âdem Turan’la dün akşam sohbet ettik telefonda. Onun MANGAN MANGAN adlı eseri Türkiye Yazarlar Birliği ödülüne layık görüldü. Bu çok güzel bir şey. Ama Kitap Yurdu’nda bakıyorum. Sadece 42 tane satın alınmış. Bu ülkede okuryazar olmanın böyle de bir durumu var. Üstelik Âdem Turan gençlerle kitap okuma programları yapan, geziler düzenleyen bir öğretmen.

Böyle bir öğretmenin hakkı zaten ödenemez. Âdem Turan ve benzeri öğretmenleri tebrik ediyorum.

Onları alınlarından öpüyorum. Varsın birleri bu ülkede mevki makam kapma uğraşlarında olsun.

Para pul hesaplarında olsun. Öğretmenliği aşkla, şevkle, fedakârlıklarla yapan öğretmenlere selam olsun. Sekiz Kasım 1982’den 30 Ağustos 2017’ye kadar tanıdığım, öğretmeni olduğum bütün öğrencilerime selam ediyorum. İçlerinde öğretmenlik mesleğini bizlerden çok daha güzel yapanlarını tanıyorum. Onları isim isim saymayacağım. Bunu zaten yapamam. Onlara iki kere selam olsun.

Öğretmenler gününüz kutlu olsun.


 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi