DENEME
Giriş Tarihi : 01-01-2025 12:41   Güncelleme : 01-01-2025 16:36

2024 ve... / Aydın Hanzala

Aydın Hanzala -2024 ve...

2024 ve... / Aydın Hanzala

2024 ve...

2024 yılına neler sığmadı ki?

Yıl mı doymadı yoksa insanlar mı doymadı?

Oysa 2024 yılına gireceğimiz zaman, barış, huzur, mutluluk, yaşanabilir bir dünya temenni etmiştik...

Ve 2024 yılı dünyanın, mazlumların karabasanı oldu adeta. Sadece Gazze'de elli bine yakın çocuk, kadın, yaşlı insan katledildi. Ortadoğu kan gölüne döndü.

Bu durum göz önüne getirilince, 2024 yılı için yapılan bütün temenniler ters tepmiş gibi...

Bizler, 2024 yılından barış, huzur ve kardeşlik istemiştik fakat savaş, katliam ve düşmanlık geldi...

Çocuk cinayetleri, çocuk tacizleri, kadın cinayetleri ve daha neler neler 2024 yılına sığdırıldı. Oysa 2024 yılını böyle hayal etmemiştik, temennilerimiz böyle değildi...

Zenginlerin gittikçe zenginleştiği, fakirlerin gittikçe fakirleştiği, zenginlerin yoksullara kör davrandığı, düşenin halinden anlaşılmadığı, dayanışmanın, yardımlaşmanın olmadığı bir 2024 yılını hayal etmemiştik.

“Ey 2024, sen çok uğursuz geldin bizlere, kana buladın dünyayı” dersek, çok güzel bir günah keçisi bulmuş oluruz.

2024 yılından çok şey bekledik fakat nedense kendimizden bir şey beklemedik, dünyanın iyileşmesi için bir çaba göstermedik ve 2024 yılının bizlere barış, huzur, kardeşlik getirmesini istedik.

Aslında değişmesi gereken insanlar olmalıydı, değişmeden değişim beklemek ne kadar mantıklı olabilirdi ki?

Temennilerimiz 2024 yılını sihirli bir değneğe dönüştüremediği gibi gelecek yeni yılları da hiçbir zaman dönüştürmeyecektir...

Çünkü yeni yıllar dünyayı yönetmiyor, insanlar ve dolayısıyla devlet liderleri dünyayı yönetiyor. O halde sorunlar, savaşlar, katliamlar, cinayetler, huzursuzluklar, kin, düşmanlık vs bütün sorunların ana kaynağı insandır.

İnsan iyileştiği zaman dünya da iyileşir, hayat yaşanabilir hale gelir...

Değişim rüzgarları zihinsel olarak esmediği müddetçe 2024 yılından beklediklerimizi 2025 yılından da bekleyeceğiz.

Aslında bu derin bir kısır döngüdür. Bu döngüden çıkmak her insanın insani görevidir... 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi