ZAMANIN RUHU
yoruldum yeryüzü yükünü taşımaktan
her şeyden azade çocukluğumu özledim
eprimiş zamanların ardına düştüm.
yıkılmış ağır tarçın kokulu bedesten;
direnen son demlerinde naftalin kokulu bit pazarı;
kentsel dönüşüm hüznünde
taş döşemeli, geniş avlulu, kerpiç odalı harap hanlar;
içinde bütün yitik zanaatler saklı
nalbantlar, semerciler, keçeciler…
evden sipariş iaşesini büyük ihtimal
tutkal kokulu sahafın önünde düşürdüm
Timur bakiyesi yanmış yıkılmış İsfahan çarşısından
bitap düşüp bir şekilde arastaya sığınmış seccade;
mavi, siyah, lacivert, kırmızı renklerin
hiçbir yerde bu kadar birbirini müzeyyen kılmadığı
Sındırgı Yağcıbedir el dokuması halı;
Necef Çölü susuzluğunda maşrapa,
lâl suskunluğunda Kûfe hançeri…
dinlenmeye çekilmiş yorgun el emeği
koyu gölgeli yaşlı bir çınar ile tarihe tanıklık ediyor...