YARALI ONURUM
Kızıl akşam, güneş kaçkın.
Ufka çaldığı renkte azamet.
Güne rahmet okuyor ezan sesi.
Kopartıp atıyor gözlerim benliğimi,
Kızıl ötesine vurgun düşler.
Sigara dumanına bağlanan imgeler.
Karşı tepenin kıyısına dizilmiş ürküler.
Ağaç dalları utanıyor çıplaklığından.
Mutluluğun albenisi gizlenmiş tomurcukta.
Bir tatlı tebessüme aşina yüzüm.
Hüzün daha demlenmemiş kaynıyor.
Masum roller biçiyor gönül kendine.
Bir yanımda günahların tortusu.
Bulutları paramparça etmiş rüzgâr,
Vakit, güneşin gizlenme seramonisi.
Gece de anlar beni, acziyetim insan olmak.
Tüm detayları es geçiyorum, kurallar geçersiz.
Yürüyüp gittiğim meraların patikalarında.
Çalılara dolaşan ne çok anı var unuttuğum.
Kırlarda gezinirken, kendimi unutup,
Kelebek hayallerinde kaybolduğum.
Kayıt dışı her şey, imgeler besliyor ruhumu.
Kaçkın gerçekler firarda şimdi yine,
Gecenin kaypak düşlerindeyim ya,
Onlarla onaracağım yaralı onurumu.