ÜÇ SAAT
çok uzun bir gece
Ağustos sıcağında
tam da üç saat
ben külde kedi gibi
yatakta yuvarlanmakta
odam ay kadar parlak
lamba olmuş yıldızlar
döner durur tavanda
penceremde ahu rüzgâr
içeri dolanmakta
hürriyet tepesine doğru
kavaklarda yalnızlık
sokaklarda lambalar
gece gündüz kadar aydınlık
parkın köşede bekçi
dalmış mışıl mışıl uykuya
berberin önünde ayna
tersten bakıyordu çarşıya
çok uzun bir gece
ağustos sıcağında
tam da üç saat
yan komşumuzdu Sebahat
duman tütüyordu camında
sıyırmış perdeyi
cumbalı balkonunda
yakmış nargileyi
kara marpuç ağzında
küçük fino kucakta
ipe bağlı asılı
bambu rüzgâr çanları
balkonun ters tavanında
şıngır şıngır sesleri
gecenin karanlığında
bütün şehir ayakta
ne kadar uzun gece
üç saat oldu
uyku hâlâ sokakta